Çocuklarımıza yaklaşımlarımızı ele alan, doğru zannederek sergilediğimiz bazı tutum ve davranışların yanlışlığı üzerinde duran, farkındalık uyaran bir kitap. Buna rağmen yazara katılmadığım noktalar da vardı. Cinselliği çağrıştırdığı için kız çocuklara kırmızı ve pembe renk kıyafetler giydirilmemesi gerektiği söylemi beni çok kızdırmıştı. Küçücük kızlara kıyafetinin rengi ne olursa olsun o gözle bakan sapkın insanların toplumda yeri olmamalı bence.
çocuklar mı başkaydı, bu çocuklar mı başka?
O anne babalar mı başkaydı, bu anne babalar mı başka?
O günkü terbiye metotları mı başkaydı, bugünkü terbiye metotları mı başka?
Biz nerede hata yapıyoruz?
Yapıyoruz ki yanı başımızda büyüyen o masum yüzlü sevimli çocuklar, bir süre sonra dünyamızı zehir edecek hale geliyorlar.
İşte bu kitapta, bu soruların cevaplarını bulabilmek için bir mum yakılıyor.
Çocuk terbiyesinde doğru zannedilen yanlışlarla yüzleşiliyor.
Belki de herkes kendisi ile yüzleşiyor…
Çünkü kendimizi kaybettiğimiz yerde, çocuklarımızı da kaybettik, biliyoruz…
"Bizim çocuk çok çekingen. Kalabalık bir ortamda kendini ifade edecek iki kelimeyi yan yana getirmekte zorlanıyor" diye dert yandığımızda, acaba çocuğun anne karnında yaşadığı psikolojinin etkisinden mi bahsediyoruz? Başka bir ifadeyle, "çocuğun karakteri" derken embriyonun anne karnında gün be gün şekillenen ve bir ömür boyu üzerinde izlerini taşıdığı psikolojiden mi söz ediyoruz?
Mademki "genetik karakter" anne-babadan alınan genlerin tesiri ile anne karnında oluşur, o halde "psikolojik karakter" de yine anne karnında şekillenmeye başlar.