Selamlar, Türk Edebiyatının daha çok okunmayı hak eden nadide eserlerinden biri: Denizin Çağırışı’yla karşınızdayım.
Daha çok toplumcu gerçekçi çizgide yazan Cemo, Memo eserleriyle tanınan Kemal Bilbaşar’ın bu çizgiden uzak yabancılaşma ve varoluşçuluk temalarına odaklandığı bir eser, Denizin Çağırışı.
Yabancılaşma, Varoluşsal sancıların
Kitap mı? Evet kitap. Okumaya değer mi? Bana kalırsa değmez. Yunus Nadi roman ödülünü hak ediyor mu? Kesinlikle hayır. E peki nasıl aldı? Burası Türkiye...
Gerçek olan dalgalardı. Bunlar denizlerin, duyguların, içinden yükselen acının bireysel varlığını boğan her şeyin, ölümün dalgalarıydı.
O dalgaları görmüştü. O kıyıda yaşamıştı.
Sayfa 138 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
Küçük not defterine yazdığı Freud'un sözlerini
bulup yeniden okudu. 'Bu adam, kendisine kadar gelen insan bilgilerini kuşkusuz iki katına çıkardı' diye düşünürdü.
Kitaplarının bir yerinde şöyle yazmıştı: "Son bağlantı: doğa ölümdür. Çünkü öldürür. Doğa her zaman bizi tehdit eden bir aşırılıktır." Dünyanın bilinmez bir güç tarafından insanlara bağışlanmış olduğu konusundaki bütün düşünceler yanlıştı. Evrenin de, dünyanın da insanları koruyan bir yanı yoktu. Milyarlarca rastlantıyla oluşmuş, uzaktan masmavi görünen bu gezegende, insanların ortaya çıkışı da bu rastlantılar arasındaydı. Rastlantıyla oluşmuş bir varlık neden korunsundu? Zaten neden varolduğunu bilmiyor, sonra da yok olup gidiyordu. Doğanın da kendi yaşamı vardı.
İnsanların yaşamına uymayan kör bir yaşamdı bu. Gerçek olan bu denizlerdi. Sonsuz, tehlikeli okyanuslar, birbirine ulaşan bitimsiz sular.
Sayfa 138 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu