Merhaba,
Kitaptaki hikayelerin neredeyse hepsi mülteci kadınlar ve çocuklar üzerine yazılmış. Onların başka bir ülkeye sığınmaları, bu durumun yaşattığı zorluklar, toplum tarafından kabul görülmemeleri, sömürülmeleri, hor görülmeleri ve bu durumların kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerine empatik bir dille yaklaşmış yazar. Ülkemizde ciddi bir mülteci sorunu var bu doğru fakat onlara karşı tavırlarımızda çok keskiniz ve insan olduklarını unutuyoruz gibi geliyor bana. Bu çok üzücü, çünkü biz böyle bir toplum değiliz. Deprem zamanında bir aile mülteci oldukları için ve Türkçe bilmedikleri için enkazdan çıkarılmazlar diye çağrılara ses vermemişlerdi belki hatırlarsınız. Bunun ne kadar ağır bir şey olduğunu anlamak zor değil.
Eğer gerçekten mültecilere karşı daha ılımlı bir bakış açısı edinmek isterseniz kitabı okuyabilirsiniz.
Şimdiden keyifli okumalar..
Mültecilerle her karşılaşmamda birçok şeyin yanı sıra sahip olduğum konforlu hayatı yitirdiğimde geriye benden ne kalabileceğinin muhasebesini de yaptım. Kendini bir mültecinin yerine koyarak geçmek sokaklardan, kendini bir mültecinin yerine koyarak binmek taşıtlara...