Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti!
İyi geceler
İnsanın içini bir dert kemirmeyince yüzü böyle solar, gözleri böyle dalar mı?
Sayfa 125
Reklam
Asıl bahtiyar, bir ömür boyunca hasretini çektiği şeye kavuşan değil, ona erişeceğini anladığı anda, saadetinin en yüksek noktasında bir 'Ah' diyerek düşüp ölebilendir.
"Kendi içimizde, kendimize dair bilmediğimiz o kadar çok şey var ki! Bunların var olması utanılacak bir şey değildir, var olduğunu öğrendikten sonra buna göre hareket etmemek yanlış hatta korkunç olabilir."
matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.
Sayfa 215
Bu dünya menfaat dünyası... Menfaatini düşünmeyen insan olurmu? Eline fırsat geçirip de çalmayan bir kişi göstersene bana!
Reklam
"İstediğin kadar güzel resim yap... Anlayan, kıymetini bilen olmadıktan sonra..."
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız! Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter."
Ömrünün bu en güzel gecesini, ömrünün bu en korkunç gününün takip etmesi mi mukadderdi? Neydi bu içinden çıkılmaz meseleler? Neydi bu mavi göğe veya sevgili bir yüze bakmayı zevk olmaktan çıkaran hisler ve üzüntüler?
Sayfa 81
Reklam
Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin.
Onu hariçte bir mevcut, yabancı ve başka bir insan olarak düşünmüyor; kendinin bir parçası, kolu, gözü ve yüreği olarak tasavvur ediyordu.
Sayfa 82
“Düşününce dünyada hiçbir yere bağlı olmadığını hissetti.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.