Yüzyılımızın birçok ilahiyat bilgini, özellikle, 'felsefî teoloji'(philosophical theology)nin üstadı sayılan ilahiyatçı filozofPaul Tillich (ölm. 1965), faaliyetlerini her şeyden önce, dinin mitolojiden, hurafelerden arındırılması üzerinde yoğunlaştırdı. Ne var ki, hurafeyi besleyen ondan zarar gören halkın bizzat kendisidir. Halkı uyandırmak isteyenlere gelince, onların işi çok zordur. Tillich, bu uyandırma işinin hangi risklere mal olacağını anlatan şu düşündürücü ve ürpertici tespiti yapmıştir: “Günümüz insanına din konusunda söylenecek ilk söz, 'din'e karşı bir söz olmak zorundadır.” (The Protestan Era, 185) Bunun açık anlamı şudur: Eğer gerçek dinden söz edecek-seniz, kullandığınız ilk cümle, geleneğin oluşturduğu sahte dine karşı, onu rahatsız eden bir cümle olmalıdır. Aksi halde hem kendinizi hem de gerçek dini arayanları aldatırsınız. Mitolojiden gerçek dine geçişte, şüphenin yeri de yadırganamaz. Ne yazık ki, Türk halkı herkesten şüphe ettiği halde din adına konuşanlardan asırlardır şüphe etmemiştir. Kur'an, öncelikle onlardan şüphe edilmesi gerektiğini bildirmektedir.
Tanrı, iradesini hakim kılmak için iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Allah’ı kullanırlar…
Reklam
Müslüman halklar ve özellikle Türk halkı, aşırı duygusal; özellikle, çok sevdiği dini söz konusu olduğunda. Türk halkı neden, asırlardır sürekli bir biçimde aldatılıyor. Yanıtın Kur'an'da olduğuna inanıyorum. Kur'an, ısrarla, "Allah ile aldatılmayın!" ihtarında bulunuyor. Neden? Çünkü Allah ile aldatılanların en büyük sorunu, aldatıldıklarının farkında olma imkânından büyük ölçüde yoksun bulunmalarıdır. Derinden inandıkları ve içtenlikle teslim oldukları bir değer kendilerinin aleyhinde kullanılıyor. Bunu fark etmeleri kolay değildir. Türk halkı dinine olan derin saygısı, İslam'a duyduğu teslimiyet yüzünden çoğu kez savunma, eleştirme güçlerini kullanmıyor. Daha önemlisi, Allah ile aldatanlara karşı aklını kullamıyor. Allah ile aldatılmanın yıkımına dikkat çeken Kur'an, bu tuzağa düşülmemesi ve bu belanın aşılması için gerekli olan iki hayatî donanıma dikkat çekmiştir: 1. Aklın işletilmesi, 2. Takvanın yani dindarlığın insanlar arasında bir değer ve üstünlük ölçüsü olmaktan çıkarılması.
ve bunların sayısı az değildir.
Haçlılar; Atatürk'ün yıkılması için Kâbe'nin yıkılmasını şart koşsalar, İslam dünyasında, bu namussuz şartı rahatlıka kabul edecek alçaklar bulabilirler.
Sayfa 354Kitabı okudu
Yanlışlarla ve eksiklerle varolmaya devam etmek, uçuruma gitmekten yeğdir.
Sayfa 328Kitabı okudu
Mustafa Kemal'e duydukları tarifsiz kinin sebebi, Mustafa Kemal'in, son rüyalarını karartan adam olmasıdır.
Sayfa 324Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.