Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tam bir müzik manyağıydı. Yaşadığı her ânı mutlaka teypten veya kulaklıktan gelen bir fon müziğiyle desteklerdi. Fon müziği demek haksızlık olur aslında; baskın bir müziğin fonundaki silik görüntülerden ibaretti yaşamı. Bir konuşmamızda anlattığına göre otuzbir çekerken bile müzik dinliyordu. Müzikten başka işi, hobisi, merakı yoktu.
Sayfa 127 - Oğlak YayınlarıKitabı okuyor
Başka bir boyuta geçer gibi, kapıdan dışarı bilimkurgu bir adım attı. Merdivenlerden inerken arkasından baktım. Dünyanın yuvarlaklığının ispatı olarak okullarda anlatılan gemi direği örneği gibi alçalarak gözden kayboluyordu. Demek ki dünya yuvarlaktı.
Sayfa 77 - Oğlak YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Artık bana değil, kalabalığa aitti. Kalabalık denetimsizlikti. Denetimsizligi seviyorum. Kalabalığı sevmiyorum yine de. Kalabalık enerjimi emiyor. İçinde çok insan olan herşey beni dışlıyor.
Sayfa 74 - Oğlak YayınlarıKitabı okuyor
Geçmiş bir anın bugün üretilmiş replikası...
Sayfa 23 - Oğlak YayınlarıKitabı okuyor
Telefonu tamamen kapatıp çantaya attım. İstiklâl Caddesi aşırı kalabalıktı. Arka sokaklardan yürümeye karar verdim. Arka tarafta da geniş çaplı bir kaldırım çalışması olduğundan çamura batarak yürümek zorunda kaldım. Yine de çamuru kalabalığa tercih ederim her zaman. Çamurun gözleri yok, öküz gibi suratına bakmaz. Omzu yok, seninkine çarpmaz. Ayağı yok, seninkine basmaz. Varlığı yok, sinirini bozmaz.
Sayfa 30 - Oğlak YayınlarıKitabı okuyor
İki şarkı arasındaki yağmur sessizliğinde aklına Aysu geldi...
Sayfa 22 - Oğlak YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yeni bir güne başlamıyor, aynı günün yeni bir versiyonunun içine zıplıyordum yataktan. Alelacele giyinip, pastaneden yiyecek bir şeyler alıp, egzoz dumanından, kornadan, terden, saçtan, nefesten, metalden, etten, bozuk paradan, kuyruktan inşa edilmiş, aynı anda soğuk ve sıcak, aynı anda karanlık ve aydınlık olan o müthiş karmaşanın orta yerine atıyordum kendimi
Sayfa 17 - Oğlak YayınlarıKitabı okuyor
Gitmenin ekseriyetle iki yönü vardır. Biri neşe, umut, heyecan taşır öteki daima keder. Mevsim Yenice bir başka öyküsünde tam da bundan bahseder: "Nereye gideceğini sormuyorum. Çünkü ikimiz de biliyoruz; gitmek gitmektir, neresi olduğunun önemi yok." Bazen sadece gitmek gerekir sevgili okur. Önemi yoktur varılacak yerin, giden için de
hiçbir yolun sonunda hiçbir şey yoktu. her yer dünyaydı. başka hiçbir alt başlık yoktu.
üstümden parça parça attığım bütün gerginlik tek bir parça olarak bir seferde yeniden üstüme yapıştı. tanıdık sıkıntılar, üzerimde emanet gibi duran huzurun yerini almıştı tekrar.
265 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.