"Hasta dünyanın hasta sakinleri!
Hasta olan sadece siz değilsiniz. Asıl hastalık kendini çok iyi zanneden bedbahtlardır. Değil mi ki, hasta dünyanın koynunda misafiriz.
Var mı kabrin kapısını kapatacak babayiğit? Alnını karışlayayım. Var mı ölümü öldürecek hekim? Kölesi olayım.
Yok.
Çünkü hasta ve mahpus bir dünyanın fâni olması kadar şaşılacak birşey yoktur."
Sayfa 211
Bir ara açtığım ama kullanmadığım blog sayfamdan
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim:
Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm)
Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT
Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
İnsana sunulan iki masa biri çöplükte biri gül bahçesinde hangisini seçtinse kokusu üstünde.
Güneş, her sabah yeni umutlarla doğar ; ama biz bunu anlayamayız, anlasak bile zaman geçmiş olur.
Güneş, her sabah yeni umutlarla doğar ; ama biz bunu anlayamayız, anlasak bile zaman geçmiş olur.
Araf/163
(Habîbim!) Bir de o (Yahudi ola)nlara denize çok yakın bulunan o (Eyle) kasaba(sının sakinlerinin başına gelen azap)dan sor! Vaktâ ki onlar cumartesi (günün)de (yasaklanan balık avlama günahını işleyerek, Allâh-u Te`âlâ tarafından konmuş) haddi aşıyorlardı. Hani cumartesi günlerinde balıkları (akın akın ve su üzerinde) belirgin olarak onlara
Yalnızlık
İçimi tekrar bir ürperti ve endişe kapladı. Yalnızlık ve kimsesizlik duygusu vücudumu titretiyordu. Köprünün ortasında yakıtı bitmiş bir araba gibi kaldım.
Sayfa 199 - HandanKitabı okudu
