Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Tıynetin na pak ise, hayr umma sen germabeden. Önce tathir-i kalb et, sonra tathir-i beden." Yani (Kötü huylu, kirli karakterli bir kimse isen, hamamdan bir şey bekleme. Temizlik istiyorsan evvela kalbini temizle, sonra da bedenini.) denmektedir.
Sayfa 168Kitabı okudu
Selçuklu Bütçesinde Eğitime Ayrılan Pay Melikşah tahta geçtikten sonra Divan toplantısında her kurumun kendi bütçesini yapmasını istedi. Çalışmalar başladı. Gelirler toplandı, giderler hesaplandı. Nihayet bütçeler Sultan Melikşah'a arz edildi. Melikşah, hepsini tek tek inceledikten sonra: "Görüyoruz ki bütçemizde yoksullara,
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
İtalyan Oryantalist Anna Mesela'nın deyimiyle "Türk milletinin haline şaşıyorum. İçi altın dolu bir sandıkları var. Fakat bu kıymetten habersiz sandığın üzerine oturup dilenen insana benziyorlar"
Sokrates'in Son Arzusu Sokrates, zehirlenerek idama mahkum edilmişti. Zehiri eşsiz bir sükunetle ve elleri titremeden içti. Tesiri kısa bir süre sonra bütün vücuduna yayılmıştı. Bir aralık yüzündeki örtüyü kaldırdı ve başucundaki Kripton'a: "Asklepyos'a bir horoz borçluyuz. Parasını ver, unutmal dedi. Ve sustu. Kripton, "Peki, olur" dedikten sonra ilave etti: "Fakat bize başka bir diyeceğiniz yok mu? Bu suale artık cevap veren olmadı. Son sözünü borçlarının ödenmesini hatırlatmakta kullanmıştı. Doğruluk yolunda ölümü hafife almak, o insanları bir ufuk haline getirmiştir.
Reklam
Ayşe Şasa
"Hayatım boyunca ailede bana büyük bir şefkat gösteren tek insan anneannem. Bir gece hasta olmuşum. Hıçkıra hıçkıra ağlarken, Schwester Katie hiçbir müdahalede bulunmuyor; annem ve babam, vazifelendirdikleri mürebbiyelerine tam bir itimatla odama bile girmiyorlar. İşte o an bir Osmanlı hanımefendisi olan anneannem, babamın üzerine yürüyor ve 'Avni bey, sizi mahkemeye vereceğim, bu çocuğa zulmediyorsunuz!' diye isyan ediyor. Zavallı anneannem daima büyük bir esef duymuş benim bu yabancı mürebbiyelere teslim edilmemden. Annem yıllar sonra itiraf etti, anneannem annemi 'Çocuğunuzu bu ecnebilerin eline böyle kayıtsız şartsız bırakmayın!' diye çok ikaz etmiş."
Sayfa 133 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Konfüçyüs'e öğrencileri soruyorlar: "Hocam, neden ipekli kumaşlar giymiyorsunuz?" "İpek böceklerinin öldürülmesini istemem." der. "Neden süt içmiyor sunuz?" diye sorduklarında? "Buzağının anasından ayrılmasını istemem." der. "Balık avlamıyorsunuz, ancak uçan kuşa ok atıp vurmak istiyorsunuz?" dediklerinde de, "İnsanlar avlayacakları hayvanlara kaçma imkânı vermelidir." cevabını verir
Mazlum(!) Sol
[…] O devirlerde cılız, mütereddit ve zayıf olan sol hep “fikir özgürlüğü”nden bahseder, fikre karşı fikir iddiasını ileri sürer, kaba kuvveti kınardı. Mazlum, mağdur, mütevazı solcu; hep gaddar, zalim, mütecaviz sağın baskısı altında gösterilirdi. Bu çağda karikatürlerde, elinde kitap zavallı bir genç solu temsil eder. Saçı sakalına karışmış
Sayfa 133 - Ötüken Neşriyat ﴾Devlet, 27 Nisan 1970﴿
Timur'un Başarısının Sırrı Bir adam bir gün Timur'a sordu: "Sultanım! Başarının sırrı nedir?" Timur adama: "Şimdi sen parmağını benim ağzıma sok, ben de parmağımı senin ağzına sokacağım ve aynı anda ısıracağız... O zaman başarının sırrını anlayacaksın!" dedi. Parmaklar ağızlara sokuldu ve aynı anda ısırma işlemi başlatıldı. Timur sabrederken, adam can acısıyla "aahhhh” deyip ağzını açınca Timur parmağını kurtardı ve adamın parmağını ısırmaya devam etti. Sonra şöyle dedi: "İşte başarının sırrı! Aaaahhh demek, karşısındakine fayda verir. Sabredeceksin dostum, sabredeceksin."
Sayfa 123Kitabı okudu
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.