Asr-ı Saâdet’i meydana getiren Kur’ân-ı Kerîm, bugün de hâlâ tâzeliğini, tesirini ve geçerliliğini devâm ettirmektedir. Kur’ân’a sarılan toplumlar her zaman için âbâd olmakta, onu ihmâl ve terk edenler ise perişan olup gitmektedir. Nitekim Kur’ân’ın adâlet ve hürriyet prensiplerini inceleyen La Fayette (v. 1834), Peygamber Efendimiz’i kastederek: “Ey şanlı Arap! Sen ne kadar takdîr edilsen azdır! Zîrâ Sen, adâletin tâ kendisini bulmuşsun!” diye hayranlığını dile getirmiştir. (Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, IX, 289)
Sayfa 39 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
İslâm'dan önceki katı yürekli Ömer, İslâm'dan sonra rakik kalpli Hazret-i Ömer oldu. “Fırat'ın kenarında bir kuzu zâyî olsa, bu sebeple Allâh'ın beni hesâba çekmesinden korkarım.” diyebilecek kadar ulvî bir tefekkür ve tahassüs derinliğine ulaştı.
Sayfa 29 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İslâm'a sarılan toplumlar, her zaman için âbâd olmakta , onu ihmâl ve terk edenler ise perişan olup gitmektedir.
Sayfa 39
Peygamber Efendimiz'in bir sefer esnâsında nöbetçi bıraktığı Abbâd -radıyallâhu anh- namaza durmuştu. Düşman, ok atmaya başladı. Abbâd -radıyallâhu anh- ancak iki-üç ok yedikten sonra nöbetçi arkadaşı Hazret-i Ammâr'a haber verdi. Ammâr: “–İlk vurulduğunda niçin haber vermedin?" deyince: “–Bir sûre okuyordum, onu bitirmeden namazımı bozmak istemedim. Ancak oklar peş peşe gelince, okumayı kesip rükûya vardım. Allâh’a yemin ederim ki, Allah Rasûlü’nün korunmasını emrettiği bu gediği kaybetme endişesi olmasaydı, sûreyi yarıda bırakıp namazı kesmektense ölmeyi tercih ederdim.” cevâbını verdi.
Sayfa 37 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Tabîînin büyük imamlarından Ebu'l-Âliye de, bu İslâmî hassâsiyetin bir misâlini şöyle anlatır: “Biz, kendisinden (hadis) almak için bir kişinin yanına gittiğimizde, önce onun namaz kılışına bakardık; eğer namazını güzel kılarsa; «O, diğer işlerini de güzel yapar.» diyerek yanına otururduk. Namazını kötü kılarsa;. «O, diğer işlerini de kötü yapar.» diyerek yanından kalkardık.” (Dârimî, Mukaddime, 38/429).
Sayfa 25 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
“Allah’ım, dünya üzerinde bâkî kalan bir şey göremiyorum, orada müstakîm (dosdoğru) bir hâl de yok. Allah’ım beni dünyada ilimle konuşan, hikmetle susan kullarından eyle! "
Sayfa 103
Reklam
172 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.