Annen var mı senin?
– Var tabiî.
– Ne iş yapar?
– Çamaşıra gidiyor.
– Sen ne olacaksın büyüyünce?
– Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.
-Ben, dedi, boyacı olacağım.
– Ne boyacısı?
#ErnstGlaeser
#1902Doğumlular 287 sy
#KitapYorumum
“Bu kadar çok barut, mermi üretilmeseydi savaş da olmazdı. Her şey amacına ulaşmak ister !!”
“Alman halkı; tehlike kapıya dayandığında en yoksul oğullarının, en sadık oğulların olduğunu göreceksin.”
“Babalarımız bizi nasıl bıraktılarsa öyle kalmaya ant içmiştik. Onları dönüşlerinde sınır
"Baba?"
"Evet?" Önümüzdeki bir ağaçtan bir kuş havalanıyor.
"Büyüyünce ben ne olacağım?"
Kuş uzak bir tepenin ardında kayboluyor. Ne diyeceğimi bilemiyorum. "Dürüst" diyorum sonunda.
Üzmüşler çocuğu, diğer çocuklar. "Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun” demişler. Vicdan duygusu tam gelişmemiştir okul öncesi çocuklarında. Zaman zaman böyle acımasız olabilirler. Kırmışlar yavrucağın kalbini.
Konuştum babayla. Çok üzüldü, çocuğunun üzülmesine. Dağ gibi adam gözyaşlarını ilk kez ayırdı gözlerinden belki de. “Üzülmek
"Büyüyünce öğretmen olacağım ben." dediğim o günü hatırlıyorum. Yatağın köşesine oturmuş, acaba büyüyünce ne olsam diye düşünürken "Ben en iyisi öğretmen olayım." dediğim o günü. Zaten çocukluğuma dair en net hatırladığım 2-3 sahneden biri de bu.
Ardiye diye kullanılan odada annesinin topuklu ayakkabılarını giyip aynanın
Geberiyorum ağlıyorum kendimi parçalıyorum mümkün mertebe hissettiklerimi aktaracağım satırlara ve umarım beni tanıyan biri okumaz bu yazdıklarımı çünkü duygularımı tanıdığım kimsenin bilmesini istemem, neyse bana ne ya biliyorsa bilsin Allah’tan saklamadığımı ondan mı saklayacağım
Gerçek duygular 18 nisan 2024
Bir garip kimsesiz biriydin bu