Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
bir deniz macerası
Denizlerin kralının kızı olan 17 yaşındaki Alosa, bir hazine haritasını bulması için görevlendirilir. Bunun için babasının düşmanlarına bilerek teslim olur. Alosa son derece zeki ve becerikli bir kızdır. Düşmanları onun planlarını anlamaması için hamlelerini çok dikkatli yapar. Ancak gemideki tek zeki kişi o değildir. Geminin kaptanının kardeşi Riden, Alosa’nın bir şeyler karıştırdığından şüphelenmektedir. Alosa, yakalanmadan haritayı bulmayı başarabilecek midir? Eğer aksiyon-romantik türündeki kitapları seviyorsanız tavsiye ederim.
Sevemedim...
kitap hakkında hiçbir olumsuz yorum görmedim, duymadım, bilmiyorum fakat ardı ardına çok iyi fantastikler okuduğumdan mı, yoksa kitap gerçekten bana hitap etmediğinden mi bilmiyorum pek sevemedim. ana karakterimiz alosa her fırsatta "şöyle iyiyim böyle harikayım öyle ateşliyim" gibi mesajlar vermekle kalmıyor, direkt bunu dile getiriyordu ve bu cidden itici geldi bana. bazı kurgu kitapların ortak sorunsalıdır; ana kızın inanılmaz güzel, becerikli, çekici olması ve kitaptaki herkesin bunu gözümüze sokmaya çalışması. bir yerde kitabı fırlatıp kusacaktım neredeyse. erkek karakter de kızı ilk gördüğü andan itibaren güzelliği için yatağa atma peşindeymiş. ve buna ölüp bitenler gördüm... her neyse onu da sevemedim ilişkileri de pek yavandı şahsi fikrimce. kurgusu çok dümdüzdü. belki rsye girmişimdir ondan sevememişimdir diyorum da yok yani vallahi dümdüz. emeğine elbette lafım yok sonuçta birisi bu kitap için vakit harcamış özenmiş ama dediğim gibi bana hitap etmiyor.
Korsan Kralın Kızı | Kitap Yorumu
Buram buram deniz kokusu ve Karayip Korsanları havası yayılan, sizi tam rsden çıkarabilecek bir kitapla geldiim!
Korsan Kralın kızı Alosa, babası tarafından ağır bir eğitimden geçirilerek büyütülmüş güçlü bir korsandır. Ve tam da bu yüzden babasının düşmanları onu ve onun gemisini ele geçirmek istemektedir. Eh, beklenen, daha doğrusu ‘planlanan’
Uğur Bey Sultan III.Alâeddin Keykubat'ın kızları Melek Peyker, Naime Gevher ve Asiye Sultanın nasıl korunduğunu heyecanlı bir şekilde okura anlatmış. Kitabı gerçekten çok beğendim.
Kadınana; sadece cinsiyeti ifade etmeyen, kadını yücelten, ululaştıran bir sıfattır. Cesur, becerikli, güzel ve Allah dostu hanımlara verilir.
Bu kadınanalar o dönemki paşa,beylere de adeta insanlık dersi veriyorlar. Malın,mülkün dünyada nasıl hayır hasenata çevrilmesi gerektiğini, sadece yerin üstüne değil yerin altı için yapılacak yatırımların daha önemli olduğunu zamanın muktedirlerinin yüzüne haykırıyor.
Dönem Selçuklu'nun yıkıldığı, Moğol tehlikesinin her bir yanda hüküm sürdüğü,kimsenin birbirine güvenemediği yıllar...
Ama her şart ve durumda iyi insan olma mücadelesi nasıl olur. Okuyucuya ders niteliğinde vererek gönülleri de fethediyor.
Herkesin canının, malının derdine düştüğü dönemde insan gibi yaşayıp insan gibi ölenlerin hikayesi...
Emeğinize sağlık Uğur Bey.
KİTAP TAVSİYEM
Gönül Fatihleri Kadınanalar
Alıntılar
__Bundan sonra size böyle diyeceğim.Bilirsiniz ki buralarda kadın kelimesi sadece bir cinsiyet ifade etmez,yücelten ululaştıran bir sıfattır.Cesur,becerikli,güzel ve Allah dostu hanımlara verilir...u
__Allah öyle büyüktür ki affindan şüphen olmasın, yeter ki sen samimi ol...
__Ölüm hak,kaçış
Selçuklu'nun yıkılıp, Osmanlı'nın kurulduğu yıllar... Anadolu'nun bağrında bıçak gibi saplı duran Moğol belası etrafta kol geziyor... Kimin kime gücü yeterse ezip geçtıği korku ve kan dolu bir dönem. Ve Selçuklu Hanedanına mensup, Moğol askerinin peşinde olduğu, saklanması gereken gencecik üç kız kardeş...
Kolay değil, gönül fatihi olabilmek, kolay değil Kadınana olabilmek. Kolay değil sana sahip çıkana, sonsuz emeklerle çıkar gütmeden kat kat karşılığını verebilmek.
Kadınana; Sadece cinsiyeti ifade etmeyen, kadını yücelten, ululaştıran bir sıfattır. Cesur, becerikli, güzel ve Allah dostu hanımlara verilir.
Ugur Ukut Hocam tarihimizde örneklerine çok rastlayabileceğimiz bu Kadınanaları araştırmaları ile birlikte öyle güzel kurgulayıp harmanlayarak bize sunmuş ki, dönemin tüm yaşam zorluklarına rağmen okurken "keşke ben de o devirde yaşayıp, bir işin ucundan da ben tutabilseydim" demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Üç kız kardeş kendilerine sahip çıkan halka ve Bey'e öyle bir vefa borcu ödüyorlar ki, kalbinde kötülük barındıranlar bile imâna geliyor.
Kimbilir saklı gizli kalmış ne hikayeler var nerelerde? Bu coğrafyaya ait bir parça olmakla bir kez daha gurur duyuyorsunuz okurken. Kötüler elbette olacak ama seçim bizim.
İyilik ve iyilerin yanında olursak her zaman iyilik kazanacak.
@Uğur Ukut Hocam kaleminiz daim, okurunuz bol olsun.
Kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap.
GILLIAN FLYNN || YETİŞKİN
Edgar ödüllü kısa bir hikayedir.
George R. R. Martin'in Ragues antolojisinde "What Do You Do?" adıyla yayınlanmıştır.
Becerikli bir kadın, bazı zararsız dolandırıcılık işleri ve medyumluk yaparak hayatta kalma mücadelesi verir. Yağmurlu bir nisan günü gelen Susan; soğuk savaşı da beraberinde getirmiştir.
Kitabın yüksek temposu, merakı, ikilemleri, garipliği ve netsizligi vardı. Bir noktadan sonra yazarın şu kısacık kitaba olayları, hangi sürprizlerle ve donemeclerle sigdirdigini bir bilseniz...
Yazarin kitabın son sayfalarına kadar okuyucuda hikayeyle ilgili netlik algısı oluşturduğunu düşünürken ters köşe finaliyle bütün düşünceleri yiktigina şahit olabilirsiniz. Hiç aklıma gelmeyecek bir durum ve soru işaretleriyle sonuçlandı kitap.
Yazarın anlatımına odaklandiginiz da çok iyi kurgulanmış bir kitap olduğunu anlayabilirsiniz. Yazar elli küsür sayfaya psikolojik bir dolandırıcılik sığdırmış diyebilirim. "Psikolojik dolandırıcılik" diyorum çünkü bu kitapta tamamıyle ikileme dusuren zihin oyunları var.
Kitabın tüyler ürpertici yani; karakterlerin yaşamları, yaşantıları, seçimleri, arzuları ve istekleri açık bir dille anlatılmış. İkilemde kalıp sevdiğim kitaplardan birisi oldu diyebilirim. Kitabı bitirdigim de aklımda şu sorular geziniyordu.
"Ev gerçekten lanetli miydi?"
"Susan aldatilmanin acısini mi çıkartmaya çalıştı?"
"Aslında her şey Miles'in oyunu muydu?"
Miles'in rahatsız edici tavırlarına ve hareketlerine, çok bilmisligine, ürkütücü hayal gücüne hazirsaniz; iyi okumalar dilerim.
Bu kitabın alt metinlerini tam olarak anlayabilmek için tekrar tekrar okunmalı...
Tüm dünyada en çok okunan klasikler arasında yer alan Palto'nun yorumuyla karşınızdayım bugün. Basit bir öykü olmasına rağmen, barındırdığı karakterler ve düşündürücü alt metinleri ile etkileyici bir eser olduğunu düşünüyorum.
Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, kitapta St. Petersburg'da bir devlet dairesinde çalışan, sessiz ve mülayim bir katip olan Akaki Akakiyeviç'in hayatına tanık oluyoruz. Bir sabah işe giderken esen buz gibi rüzgarda eskiyen paltosunun onu soğuktan korumadığını fark eden Akakiyeviç, becerikli bir terziye başvurur. Terzinin paltoyu tamir edemeyeceğini söylemesi ve yeni bir palto için yüklü miktarda para istemesi ile olaylar başlar.
Üzerine uzun uzun düşündüren kitapları seviyorsanız gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Peki siz bu eseri okudunuz mu?
İşte bu kitaptan sizler için seçtiğim birkaç alıntı :
"Çarpık bir burna değil, sakat ve sahte ruha gülelim."
"Artık öyle bir noktaya geldik ki, insanlar şahıslarına yöneltilen bir suçlamayı, mensubu oldukları topluluğun tümüne yöneltilen bir saldırı olarak değerlendiriyor."
"Öyle ya, insanın ruhuna süzülüp içinden neler geçtiğini anlayamazsınız ki..."
"İnsan denilen varlığın ne kadar acımasız olabildiğini ; ince ,kültürlü,terbiyeli kişilerde, hatta toplum tarafından asil ve şerefli insanlar olarak kabul görmüş kişilerde bile ne kadar gaddarca bir yan olabildiği gerçeğini gördükçe, derinden sarsıldı."
