Lillian 28 yaşına gireli birkaç hafta oldu. Hayatı çok da eğlenceli sayılmaz. Çok daha başarılı, rahat bir hayatı olabilirdi evet ama bazı şeyler oldu. Lafını etmeye bile üşendiği şeyler. Bir şekilde hayatı değişmek üzere, henüz bundan emin değil. Sadece şöyle bir gerçek var: zamanında en yakını olan Madison ondan bir iyilik istiyor, tamam
Görüyorum ki ne kadar sıradan olursa olsun, bir şeyin hayatınızı doldurmasına izin vermenin, durup ikamet ettiğiniz alana bakmanın ve bunu istiyorum demenin memnun edici bir yanı var
7 adet güzel kitap tavsiyesi bırakıyorum buraya:
1.Don Quijote Dersleri, Vladimir Nabokov
2.Siyah: Bir Rengin Tarihi, Michel Pastoureau
3.Günlük Ritüeller, Mason Curey
4.Kır Evinde İkamet, W.G. Sebald,
5.Dünyanın Merkezine Tünel Kazmak, Kevin Wilson,
6.Neruda’nın Postacısı, Antonio Skarmeta,
7.Jar, Kemal Varol,
Kitabı bir arkadaşıma benzettim. O da sıradanlıklarını önemsiz durumlarla anlamlandırıp fantastikleştiren orjinallikteydi. Yalnız olduğu zamanlardan sıkılıp yine yalnız olmayı seçerdi. Belli etmek istemese de insanlarla iletişim halinde olmak istiyordu. Muhabbetleri uzun tutmayı sevdiğinden, her şeyde hata yapmaya özen gösterirdi. İnsanlar istekleri, istedikleri şekilde olduğunda gülümser, teşekkür eder bazen sadece başlarıyla onaylaylar, çoğu zamansa tepki vermezler. Yapılan hatalara ise tepkisiz kalamazlar. Ve muhabbet uzadıkça uzar. Bazen isteklerinize ulaşmanın yolu, başkasının istemediklerini yapmaktır.
Kitapta 11 öykü bulunuyor. Daha çok anlatıcının duygu, düşünceleri üzerinde durulduğu için hikaye arkaplanda çalan hoş müzik gibi ilerliyor ve bir sonuca bağlanmadan bitebiliyor. Neydi şimdi pat diye bitti, diyemiyorsunuz. Bir sonuca bağlansaydı aynı tadı vermezdi biliyorsunuz. Bu içten öykülerdeki her karakter farklı, özgün . Seviyorum tuhaf görünmeyen tuhaflıkları.