Torpille gelen zabitler, milletin ekmeğini yiyip ihanet edenler, kibirli yöneticiler, şaşkın paşalar, parasız bir devlet, işgüzar kaymakamlar, korkak askerler, düşmanın işbirlikçileri...v.s
93 Harbi'nin kısa bir özeti...
Merhum Mehmed Arif Bey'in 93 Harbi'nde anadolu Cephesi'ndeki Psmanlı'nın Ruslar ile savaşında yaşadıklarını ve gördüklerini anlattığı , M.Ertuğrul Düzdağ'ın da yayına hazırladığı 758 sayfalık kitaba neden "Başımıza Gelenler" adını koyduğu kitap okununca anlaşılıyor...
Yarının devlet yöneticisi olacak Türk Genci'nin ders alacağı bir kitap.
Başımıza GelenlerMehmed Arif · Babıali Kültür - BKY · 2005167 okunma
Tarihte belki de hak ettiği kadri kıymeti göremeyen insanların en tepesinde yer alıyor İstiklal şairimiz.Onun küçüklüğüne de şahitlik ediyoruz ta o zaman doğru , dürüst ve imanlı bir sima.Aynı zamanda Arapça'nın yanında iyi derece Fransızca da bildiğini öğreniyoruz.Ve sporla haşır neşir.İyi bir güreşçi ve yüzücü imiş de.Boğaz'ı yüzerek
....
Eve döner dönmez hemen entarisini giyer, abdest alır, namaz vakti ise namazını kılardı. İnziva hayatı, senelerce Kur'an tercümesiyle meşguliyet, onu takva sahibi yapmıştı. Kur'an'ı su gibi ezber okurdu.
" - Allah'a hamd olsun, demir hafız oldum, derdi. Şimdi Ramazanları, teravihi hatimle kıldırıyorum."
" - Hangi camide?"
"- Camide değil evde. Bizim oğlan( Tahir) cemaat oluyor, ben imam. Beraber kılıyoruz. Birkaç rekat sonra, bakıyorum Tahir arkamda yok. O kadar dayanabilmiş. Artık ben hem imam, hem cemaat oluyorum."
"Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı"
"Ne güzel bir kitap!" demeyeceğim. Onu güzel yapan Mehmed Akif'tir çünkü, Asım'dır. Bu kitabı okuyup Hak yol davası uğruna geçen kutlu bir hayatın yansımalarında " İstiklal Marşı'nı elbet ondan başkası yazamazdı." diyeceğiz. Paltosu olmadan kışı geçiren, İstiklal Marşı'nı yazdığı için verilen paraya el sürmeden bağışlayan bir şairi yâd edeceğiz.
O şair ki binbir emek, endişe ile Kur'an meali yazıp; dinde Türkçeleştirmeye gidildiği için yazdığı meal bu duruma alet edilir endişesiyle Mısır' da bir dosta emanet bırakan, kendisinin vefatıyla yakılmasını isteyecek kadar da özverili. Marşını armağan ettiği kendi vatanında gizlice takip edildiğinden muzdarip; sessiz sedasız yurdunu terk edip on bir yıl vatana cuda bir şair.
....
Akif' i anlatmaya bu kitap gibi onlarca kitabın sayfaları yetmezken ben burada hangi kelimeleri bir araya getirip de bir şeyler anlatabilirim. Okuyunuz efendim, okuyunuz ki yüreğiniz Akif gibi çarpsın. Hayalleriniz öteleri aşsın. Yeis bataklarından kurtarın kendinizi. Haykırın İslam'ın adını.
Kıymetli şair için..
Ruhuna El- Fatiha...
"Peygamber-i Zîşan'ın şekline, şeytan giremez. Her gören, kendisinin ameli ve Peygamber'e intisabı nisbetinde görür. Görülen Resul-i Ekrem'dir. Onu amelinize göre görürsünüz."
Kurucu'nun Efendimiz aleyhissalatü vesselamı gördüğü rüyaları beni çok etkiledi. O'na intisabı nispetinde defalarca görmesi bizlere ibrettir.
İbret dolu, hikmet dolu yaşantıları görüyoruz biz bu kitaplar silsilesinde. Her hatıra bir iz bırakıyor okuyucuda. Bilhassa Kur'an'ın hayatlarındaki yeri, Allah aşkları,
Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselama sevdaları her hatırada görülüyor... Dünyaya öyle dalmışız ki böyle kitaplar kendimize gelmemizi sağlıyor aslında. "UYAN... ALLAH'I AN... PEYGAMBER'E BAĞLAN..." diyor bir nevi.
Ali Ulvi Kurucu, hatıralarıyla Kur'an'ın daha doğrusu dinî neşriyatın (sadece İslamî!) yasaklandığı dönemlere ışık tutuyor. Dayanamayıp memleketi terk eyleyen, Mekke-Medine'ye hicret eden pek çok şahsın yaşadıklarına şahid oluyoruz. Pek çok alimi okuyoruz her satırda... Hasanül Benna, Seyyid Kutub, Bediüzzaman Said Nursi, Mehmed Zâhid Kotku, Tahir Büyükkörükçü, Mehmed Akif Ersoy, Abdurrahman Gürses, Sadeddin Kaynak, Nureddin Topçu bunlardan yalnızca birkaçı...
Edebiyat ders kitaplarında rastladığım, en aşinası olduğum simanın Âkif' e ait olduğu bir fotoğraf karesinin hikayesi. Şimdinin aksine fotoğrafların zorlukla çekildiği ve bir anlam ifade ettiği 1924 yılı. Fotoğraf denilince aklıma Ziya Osman Saba ve onun gülümsemek ve mutlu olduğunu gösterebilmek için fotoğrafçıya gidişi geliyor. Bu fotoğraf