Mimar Sinanın mütevazi türbesi,Süleymaniye de Fetva yokuşu ile Mimar Sinan Caddesinin kesiştiği köşede yer almaktadır.
Sayfa 127Kitabı okudu
“Kalpleriniz taşlar gibi veya ondan daha katı. Taşlar vardır, yarılır da içinden şarıl şarıl su akar. Ve taşlar vardır, Allah korkusundan yuvarlanıp düşer.” Bakara Sûresi -74
Beka Yayıncılık - Kasım 2014Kitabı okudu
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Her taşın bir hikayesi vardır!
Romanın başkahramanı, idam cezasına çarptırılan yeniçerilerin infazında kullanılmak üzere yaptırılan “Cellat Taşı”dır. Yazar, kahramanımıza bir ruh kisvesi giydirmiş ve onun gözüyle geçmiş ve gelecek zamanın hesaplaşmasını yapmaktadır. Taş şahit olduklarını, duyduklarını ve hislerini okuyucuya aktarmaktadır. “Fetva yokuşu” ismini, Süleymaniye’de bulunan Ağa Kapısı’nın adının değişip Fetva Kapısı olup, daha sonrasında da bu kurumun (fetvahanenin) değişiminden, bozulmasından almaktadır. Genç Osman zamanından başlayıp İstanbul’un işgaline kadar devam eden süreçte Taş, bir şehrin değişimini, şeyhülislamlığın İstanbul müftülüğüne evrilmesini, hilafetin kaldırılmasını, toplumsal yapının değişimini okuyucuya sade bir dille sunmaktadır. Kitabı okurken İÜ, Edb. Fak. Tarih Yakınçağ dersinde hocamızın “ yaşadığınız şehri iyi analiz edin. İçinde bulunduğumuz bu binanın önceden Zeynep Hanım Konağı olduğunu ve içinde neler yaşandığını düşünün. Her taşın bir hikayesi vardır. Duyun ve görün!” sözleri kulaklarımda çınladı. Fakülteyi keşfe çıkarken, konağın hikayesi canlanıyordu zihnimde.. Tarihi bir yolculuğa çıkmak için okunabilecek bir eser..
Fetva Yokuşu
Fetva YokuşuDurali Yılmaz · Beka Yayınları · 199215 okunma
/İstanbul Notları: Molla Zeyrek Camii ve Zeyrek Yokuşu (Fatih) İstanbul'la alakalı notlar tutmak istiyorum. Sade, herhangi bir kaygı güdülmemiş notlar. Gittiğim yerlerde hissettiklerimi kaydetmek ve kendimce bir ayak izi haritası oluşturmak için. İstanbul dört yanını, köşe bucağını adım adım bilmiyorum. Böyle bir iddiamda yok. Şu yaşıma kadar
… korku ve umutsuzluk en kutsal ve en cesur sesleri bile fısıltıya çevirmişti.
Sayfa 178 - Beka Yayıncılık - Kasım 2014Kitabı okudu
Deveye sormuşlar: - Yokuşu mu seversin, demişler, inişi mi? - Bu ikisinin ortası yok mu, yahut, düz başınıza mı yıkıldı, demiş... Bu fıkra malumdur. Fakat daha akıllı bir deveye aynı suali: - Yokuşu mu seversin, yoksa inişi mi, diye sordukları zaman daha hoş bir cevap vermiş: - Allah üçünün de belasını versin! - Canım, demişler, biz sana iki sual sorduk, sen üçüne cevap veriyorsun, üçüncüsü de nedir? - Düzü unuttunuz mu, demiş, günlerce çöl ortasında bitip tükenmeden düz gitmek de sanki hoş bir şey mi? Onun gibi bana da: - İttihatçılığı mı seversin İtilafçılığı mı, deseler o akıllı deve gibi: - Allah üçünün de hakkından gelsin! diyeceğim... Malum a, üçüncüsü de Millîcilik... Ankara ovalarında bitip tükenmeyen seferlerle yeknesak yaşamak da sanki hoş bir şey mi? İttihatçılık yokuş, İtilafçışıl iniş ise Millîcilik de çöl, düzlük, ovadır. *** Hani bir dilenci ağniyadan birine: - Beş, on lira ver hacca gideceğim! demiş, o da: - Fukaraya hac caiz olmaz! deyince: - Ben senden sadaka istiyorum, fetva değil! demiş...
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.