Onlara göre, savaşın amacı düşmanı yok etmek değil, daha iyi hale getirmektir.
Güneş Kentliler mala mülke köle olmazlar, sadece yararlanırlar ondan.
Cinsel sapıklık yaparken yakalananlar ağır cezalara çarptırılırlar.
Yalancılık onlar için vebadan beterdir.
Devam edin lütfen, durmayın, anlatın!
Genel nedenler ancak dolaylı yollardan ve tesadüfen özgür karara (iradeye) ve bedensel duyulara etkirken, ruh, aşka, nefrete ve bütün öteki tutkulara sürüklenir; ama gene de kendini tutkularına bırakıp bırakmamak, yani heyecana ve cazibeye kapılıp kapılmamak hala insanın elindedir.
Bir filozof değil de mantıkçı olarak gördükleri Aristoteles'i bu nedenle önemsemezler. Dünyanın oldum olası var olduğunu ileri süren Aristoteles'e katılmayıp gök cisimlerinin hareketlerindeki düzensizliğin bu ebediyen var olma ve düzenlilik görüşünü çürüttüğünü ileri sürerler.
Dünyanın bir hiçten mi, yoksa başka dünyaların (gezegenlerin) yıkıntılarından mı ya da hatta kaostan mi türediğine karar vermenin çok güç olduğunu bilmektedirler, ancak ebediyen var olmuş olmayıp yaratıldığından emindirler.
Güneş Ülkesi insanları dünyanın değisip yenileneceğine inandıkları kadar yok olup gideceğine de inanıyorlar.