Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vaktiyle doğayla olan mutlu beraberliğinden kopan insan, onun yerine geçecek ve yaşamına anlam katacak bir başka beraberliği bulamadığı gibi, artık doğaya da geri dönememiş ve umudunu uzaydaki başka dünyalara yöneltmiştir.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
İnsan
Geleneksel toplumlarda davranışların çoğu diğer insanların beklentilerini karşılamak için yapılır. Dostlar, düşmanlar ve insanın önem verdiği diğer kişiler, onun benliğini biçimlendirirler. Çağdaş toplumlar ise insanın varoluşundan haberdar olabilmesine ve kendi iç yaşantısı doğrultusunda davranmasına öncelik tanır. Başka bir deyişle, bir insanın gerçek kimliği, yaşadığı olayların ne olduğuna değil o olayın kişi tarafından nasıl yaşandığına göre belirlenir.
Sayfa 27 - Metis yayıneviKitabı okuyor
Reklam
İnsanın toplumsallaşması sonucu, kendisini koruma amacı dışında saldırgan davranışlar göstermeyen barışçı doğa insanının türü de tükenmiş ve savaş güdüsü insan karakterinin yapısal bir parçası durumuna gelmiştir. Ancak, insan kendi haline bırakıldığında başkalarının canına kıyıp malına sahip olmayı düşünmez. Savaşçı yanı yalnızca kışkırtıldığı ya da engellendiği durumlarda etkinlik kazanır. Unutulmamalıdır ki, toplumların oluşumu insana savaşı öğretmiştir ama, aynı zamanda diğer insanlara karşı duyduğu ilginin de gelişmesine neden olmuştur.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
İlkel insan acımasızdı. Kendini koruyabilmek için öyle olmak zorundaydı. Ama diğer insanlara acı vermekten zevk alma eğilimi savaşlarla birlikte gelişmiştir. Başlangıçta, bu yalnızca savaşta yaşanan bir duyguydu ve kabile içinde saldırgan davranışlara rastlanmazdı. Ne var ki savaşta öldürmeyi öğrenen insan bunu barışta da uygulamaya başladı. Giderek, anlaşmazlıklar da taraflardan birinin ortadan kaldırılmasıyla çözümlendi. O zamanlar yasa ve mahkeme yoktu. Buna karşılık köy halkı, üyelerinden birinin davranışı hakkındaki görüşlerini ve yargılarını açıkça dile getirebilirdi.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Çünkü bir duyguyu "nasıl" yaşamakta olduğumuzu fark edebilmek, onun geçmişe dönük "nedenlerini açıklayabilmiş olmaktan çok daha büyük önem taşır.
Gerçekten de insan, başkalarıyla birlikteyken birçok şeyi daha iyi yapar. Ama kendi içinde yine de yalnızdır ve içinde yaşadığı dünyaya karşı yürekli bir savaşım vermek zorundadır.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Reklam
İnsanın kendi içinde ürettiği kargaşa dış dünyadaki gerçek tehlikelerden çok daha ürkütücüdür.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Çünkü değişme, «neden» öyle davrandığımızı görebilmekten çok, o davranışı «nasıl» yaptığımızı anında fark edip, aradaki yaşantımızı anlamaya çalışarak gerçekleştirilebilir. Bir insanın bunu tek başına başarabilmesi pek de kolay değildir. Çünkü bu, her şeyden Önce bir «niyet» ve «kararlılık» sorunudur.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Engin Geçtan insan olmanın ikilemini şöyle anlatır: “Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar.”
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.