Her yaratık,ister gözle görülür ister görülmez olsun ışıkların yaratıcısının varlığa döndürdüğü bir ışıktır.
Sayfa 170Kitabı okuyor
Kitaplar gerçeğe ve yanılgıya tanıklık eder.
Sayfa 193Kitabı okuyor
Bizler kitaplar için yaşıyoruz.Kargaşa ve yozlaşmanın egemen olduğu bir dünyada hoş bir görev bu.
Sayfa 169Kitabı okuyor
~~
"Gerçek bizi özgür kılar."
~~
Sayfa 491 - Can YayınlarıKitabı okuyor
İbn Sina, aşkı, insanın karşı cinsten birinin yüz çizgilerini, el kol devinimlerini ve davranışlarını durup durup düşünmekten doğan sürekli bir hüzün düşüncesi olarak tanımlıyordu: Bir hastalık olarak doğmuyordu, ama doyurulmazsa bir saplantıya dönüşüyordu.
Sayfa 448 - Can YayınlarıKitabı okuyor
İnsanlığın günahları yüzünden, dünya, içine işleyip onu aşağı çeken uçurumun kıyısında asılı kalmış.
Kent yalnızca yaşanılan yer değil.
Bir karar yeri aynı zamanda.
Herkes her alanda .
Belediye başkanlarının imparatordan ve papadan daha çok sözü geçiyor.
Burada kentlerin her biri bir Krallık gibi.
Krallar da tüccarlar.
Silahları ise para. Papazlar psikopozlar hatta tarikatlar bile parayı hesaba katmak zorundadırlar.
Bu nedenle doğal olarak iktidara karşı başkaldırı yoksulluğa çağrı biçiminde bürünür.
Sayfa 151Kitabı okuyor
Bir manastırda rahipler toplulukların yönetimini ele geçirmek için her zaman birbirleriyle savaşım içindedirler.
"Çünkü her gerçek her kulağa göre değildir..."
Sayfa 57Kitabı okuyor
"...nedenler ve sonuçlar konusunda yargı yürütmek çok güç bir şeydir; kanımca bunun tek yargıcı Tanrı olabilir; kömür olmuş bir ağaç gibi apaçık bir sonuçla onu yakan yıldırım arasında bir bağıntı kurmakta bile zorluk çekerken, kimi zaman sonu gelmez neden, sonuç zincirlerinin izini bulmak, gökyüzüne değer bir kule yapmaya çalışmak kadar aptalca görünüyor bana."
Sayfa 47Kitabı okuyor