"[...] ellerinize bırakıyorum kendimi. Yeter ki yüreğimin dibinde yatan o keskin, acıtıcı buzul yüzeye çıksın, katlanılır olsun. Uykudan göğsüme giren burguyu söküp atabilsem, ansızın avlanmasam. Bir deneseniz belki anlarsınız; yozlaşmış bir düzende yaşamanın bellibaşlı, adlı adınca bir hastalık olduğunu."