Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sen kafandan geçenleri parmağına, parmak uçlarına gelinceye kadar diri tutmayı başarabiliyor musun?"
Sayfa 279Kitabı okudu
Sanırım her gerçek edebiyatçıda, bir çeşit aşkınlık sayılabilecek bir büyük yaşam tutkusu vardır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Yazmak, her zaman fiziksel bir acı verdi bana, sonradan alacağım tatla kıyaslanmayacak bir zahmet.
Sayfa 148Kitabı okudu
Katı görünmeye çalışan insanlar, bana açıldılar mı, düpedüz ürküye kapılırım. Onların zırhlarını yırtmışım, yaralamışım gibi bir duygu. Üstelik artık hiçbir şey aynı olmayacak aramızda; yeni bir dostluğu yüklenemeyecek kadar da yorgunum (evet dostluk yüklenilir, hem de ölesiye).
Sayfa 138Kitabı okudu
Öykünüzü yüzünü buruşturarak okuyan saygın bir okur imgesi - ki bu kendiniz de olabilirsiniz - hevesinizi kırmaya yetiyor, kalemi atıp kalkıyorsunuz.
Sayfa 127Kitabı okudu
— Var mısın birlikte intihara? İki kişi daha kolay olur. — Varım ama nasıl? — Ben derim ki, denize girip yürüyelim bitene kadar. — Keskin toplumcularımız kızar. Yüksek sesle gülene bile kızıyorlar. Sonra intihar, zaten dünya görüşümüze uygun değil. Üçüncüsü: Ben, üşüyünce çıkarım. — İstersen bu işi güze erteleyelim.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Kan-bağı denen kavrama hiçbir zaman inanmadım. Bilerek, seçerek sevmek istedim bağlanacaklarımı, dostluk kuracaklarımı.
"[...] ellerinize bırakıyorum kendimi. Yeter ki yüreğimin dibinde yatan o keskin, acıtıcı buzul yüzeye çıksın, katlanılır olsun. Uykudan göğsüme giren burguyu söküp atabilsem, ansızın avlanmasam. Bir deneseniz belki anlarsınız; yozlaşmış bir düzende yaşamanın bellibaşlı, adlı adınca bir hastalık olduğunu."
Bizleri perişan eden, elimizi kolumuzu bağlayan; büyük kavgalara biriktirmemiz gereken öfkeyi ve gücü, günlük yaşama içinde ucun ucun harcamak zorunda kalışımız.
Tek kaygı, yazmak. Yaşamayı imgeyle takas etmek. Yaşama'nın yerine yazma'yı koymak.
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.