#yorum
Robert Krugmann' ın mitoloji serisi gibi bu yazarın da Din, tarih serisi var. Kalemi aynı, masal tadında ve harika. Adem ile Havva hakkında okumadığımız, bilmediğimiz şey çok azdır. İncecik ve tadı damakta kalacak bir kitaptı. Bildiklerimi okurken bile hiç sıkılmadım. Küçük yaş, büyük yaş demeden her yaşa hitap eden kitaplar bence. Çok beğendim. Son sayfadaki yazı aslında tokat misali yazılmış. Aşağıya bırakıyorum yazıyı
Sonra insanlar yeryüzünde çoğaldılar. Adem ile Havva'nın başka oğulları, kızları oldu. Onların soyundan gelen insanlar tüm toprakları kapladı.
Barış içinde, huzur içinde, alçak gönüllü, sevgi dolu bir hayat mı sürdüler?
Hayır!...
Atalarının başlarına gelenleri bilmelerine rağmen gururlanmaya, üstünlük taslamaya, birbirlerini öldürmeye devam ettiler.
Dünya hala savaş dolu, huzursuzluk dolu, karışıklık dolu.
Bu, böyle sürüp gidecek. Ta ki insanlar zihinlerineki o baştan çıkarıcı, kışkırtıcı, ayartıcı sese kulaklarını tümüyle tıkayıncaya kadar...
Değindiği Başlıklar:
Şeytan'ın isyanı, Havva'nın yaratılışı, Yasak meyvenin yenmesi, Cennetten kovuluş, Dünya hayatını öğrenme, Habil-Kabil
İnceleme:
Basitçe anlatılmış masal niteliğinde 'insanlığın doğuşu' konusu. Adem elmasının nereden geldiğine, neden erkeğe değil kadına doğurganlığın bahşedildiğine, neden kadın yerine erkeğin çalışmak zorunda kaldığına değinmiş bunlar da ufak efsaneler benim çok hoşuma gitti.
Özellikle Dünya'yı tanıma sürecinde güzel bir anlatım detayı vardı; sorunlarla her ne kadar birlikte başa çıksalar da kadın (Havva) zekasını kullanarak soruna ilişkin çözümü bulurken erkek (Adem) bilek gücünü kullanarak kadının bulduğu çözümü hayata geçirir. Bu da kadının zekasına, erkeğin gücüne güzel bir atıftı.
Ömrümün sonuna kadar Adem ve Havva'nın hikayesini dinleyebilirim o yüzden tabii ki sevdim ancak yakındığım bir konu oldu ki kitap ÇOK BASİT yani bir ortaokul seviyesinde. Biraz daha incelik, daha ayrıntılı anlatım, insanlığa yönelik daha fazla duygu ve beceriler, insani yanlara vurgu olsa daha çok etkileyici olurdu. Bu kitapta daha çok olayı anlatıp oldu bittiye getirilmiş.
Bu konuda
Adem'le Havva'nın Güncesi ve Seçme Öyküler kitabını çok sevmiştim çünkü insani yanlarımızın nasıl ve ne gibi durumlarda ortaya çıktığını açıklıyordu. Mesela iki kitapta da meyveyi yedikten sonra insani duyguların bahşedildiği ve kovulduğu anlatılıyor ancak
Kadıköy’de Almanların varlığı daha çok Bağdat Demiryolu hattının ve Haydarpaşa Garı’nın inşası döneminde bilinir ancak Cumhuriyet döneminde de çok sayıda Alman Moda’ya gelip yerleşmiştir. 1930’lu yıllarda yeni kurulan Cumhuriyetin gereklerinden biri olarak bir üniversite reformu yapılması için girişimlerde bulunuldu. Aynı yıllarda Hitler
Auschwitz Kütüphanecisi
Yıl 1940'lar..Tam bu zamanlarda evde yemeklerini yerken Nazi subayları, Dita ve ailesini yaka paça toplama kampına götürür.
9 yaşında Dita yaşadıkları karşısında şaşkındır.
Yaşadıklarını bir bir okuyucuyla paylaşır.
"Toplama odalarında Zyklon gazı kullanıyorlardı çünkü hem ucuzdu hem de sadece bir bidonla