Camus'nün, 'İnsanın zamanla alışamayacağı acı yoktur' sözünü bir kez daha irkilerek anımsadım. Alışan insan değildi; koşulları, direncin yenilmesiydi. Filiz'in çektiklerinin her anını yaşamıştım; ölüm. bedeni birden talana kalkışmıyordu, yaşamın cephelerini alıştıra alıştıra, bir bir işgal ederek geliyordu. Bedenin dayanma gücünü yok eden acı, en başta yaşama sevincini öldürüyordu. Öyle bir an geliyordu ki, ruhu teslim etmek, huzura erme oluyordu. Hasta olsun olmasın, yaşlıların, 'çektirmeden canlarının alınması' yolundaki dualarının özünde bu yatmıyor muydu? Acı çekme duygusu, bedenin herhangi bir yerini saran ağrı gibi azalıyor, çoğalıyordu. Aldatıcı yüzünü gizlemeyi çok iyi bilen umut, en etkili oyununu bu aşamada gösteriyordu. Besili bir keçiyi sarmalayıp kemiklerini çatır çatır kırarak öldüren boa yılanı, verdiği acıyla onu ölüme teslim olmaya gönüllü kılıyordu. O anda, boanın sarmalında kıvranan keçinin ölümden başka kurtuluşu kalmıyordu. Yalnızlığı yaşadığım ölüm gecesinde, acının beni boa yılanı gibi sarmalına aldığı anlarda, belleğime sığınarak kurtuluyordum acılardan. Esli ağıtçıların geriye dönüp güzel günleri anlattıkları gibi, ben de anlatıya sığınarak acılara karşı bir savunma hattı kuruyordum.
Sayfa 295 - Can Yayınevi
Nietzche Ağladığında-Altı Çizili Satırlar *Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de, dostlarının azatçısıdırlar. *Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini: Önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki? *Sizden iyileştirmenizi istediğim Nietzche’nin bedeni değil, ümitsizliğidir. (s.18) *Zaman hapishanesinden kaçmanın bir yolu yok muydu?
Reklam
319 syf.
10/10 puan verdi
O BİR OCAKLI!! Büyü gibi yemyeşil gözleri ve sıcacık sesiyle hoşgörünün diğer adı. Genetik olarak geçen bazı özellikler yanında çok şey öğrendim kendisinden. O bir ocaklı! Babaannem. Birine el vermesi gerekiyordu. Ve bana el vermediğine göre kime el verdi acaba diye de düşünmeden edemiyorum. Ama mevzu bu değil tabi. :)) Muhtemelen ırsi bir
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma
225 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaş Biter; Bedenler Yaşar, Ruhlar Ölür...
Savaşı çıkaranlar değil, savaşa gönderilenler ölür. Savaştan geriye kalan ise parçalanmış ruhlardır. Cephenin sana yaptıklarını yaşamın boyunca unutmak istemezsin, neden orada ölmediğini sorgulayıp durursun. Artık “Yürüyen Ölü” olmuşsundur. Ruh bedende var gibi, ama yok gibi. İlk yüz sayfa sizi kitaba alıştırıyor, geri kalan kısım ise sizi
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)Erich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20203,301 okunma
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.