Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanların sesleri asla değişmez,yüzlerinde ki ifade de aynı şekilde.Yaşlılığı özetleyebilecek genel bedensel çöküşte, sesle bakış kimliğin,özlemlerin arzuların,insan kişiliğini oluşturan her şeyin sürüp gittiğine acılı ama söz götürmez biçimde tanıklık eder. Michel Houellebecq
Benim gençliğimde, herkes sigara içerdi. İş toplantılarında, kafede laflarken,sürekli sigara içilirdi. Her şey nasıl değişiyor. Neden herkes birden bire sigara içmeyi bıraktı anlamıyorum. Michel Houellebecq
Reklam
Toplumda o kadar çok karmaşıklık, o kadar çok ayrım, o kadar çok sınıflandırma var ki Michel Houellebecq
Lovecraft sanattaki erotizmin her biçimine karşı duyduğu hasmane hislere bu kadar sık, döne döne parmak basıyorsa, bunun nedeni mektuplaştığı kişilerin (genelde gençler, hatta çoğu zaman ergenler) ona düzenli olarak şu soruları sormasıdır. Erotik ya da pornografik betimlemelerin hiçbir edebi fayda sağlamayacağından gerçekten emin miydi? Her seferinde, sorunu büyük bir iyi niyetle yeniden inceler, ancak yanıtı değişmez: hayır, kesinlikle asla. Ona gelince, daha sekiz yaşına girmeden, amcasının tıp kitaplarını okuması sayesinde konuya dair tam ve eksiksiz bilgilere sahiptir. Dolayısıyla bunun ötesinde, kendi ifadesiyle, "Tüm merak duygusu doğal olarak köreliyordu. Konu bütünsel olarak, hayvan biyolojisinin sıkıcı ayrıntılarına indirgenmişti, zevkleri daha ziyade büyülü bahçelere ve egzotik gün batımlarının görkemiyle parıldayan altın şehirlere yönelen birisi için faydasızdı."
"Ebediyetin bağrında uyuyan ölü değildir, Ama tuhaf çağlardan sonra ölüm de ölebilir."
Sayfa 57 - Cthulhu'nun Çağrısı öyküsündenKitabı okuyor
Reklam
Evet evet ben farklıyım..
Ve son olarak, kendimi onlardan farklı hissettiğimi gözlemliyorum, ama bu farkın doğasını ortaya koyamıyorum.
HPL'nin kullandığı yazım tekniklerinin peşine düşenler, onun genç mektup arkadaşlarına yazdığı mektuplarda, yorumlarda, tavsiyelerde de işaretler aramayı deneyebilir. Ama yine de sonuç şaşırtıcı ve yanıltıcıdır. Bunun sebebi öncelikle Lovecraft'ın muhatabının kişiliğini dikkate almasıdır. O her zaman yazarın ne yapmak istediğini anlamaya çalışmakla başlar işe; akabinde de sadece, söz konusu hikâyeyle tam olarak uyumlu, kesin ve nokta atışı öneriler getirir. Dahası, sık sık önce kendisinin ihlal ettiği tavsiyelerde bulunduğu olur; hatta "canavarca, ağza alınamayan, adlandırılamayan gibi sıfatların kullanımının abartılmamasını" öğütleyecek kadar ileri gider... Ki bu, onu okuyan için oldukça hayret vericidir. Genele uyarlanabilecek tek belirti aslında 8 Şubat 1922 tarihinde Frank Belknap Long'a yazdığı bir mektupta bulunur: "Asla hikâye yazmaya çalışmam, hikâyenin kendisinin yazılma ihtiyacı duymasını beklerim. Bile isteye bir hikâye yazma amacıyla işe koyulduğumda sonuç yavan ve düşük nitelikli olur."
Sayfa 49 - 50Kitabı okuyor
Reklam
Kimse Proust'un yazınını devam ettirmeyi ciddi ciddi düşünmemiştir. Lovecraft'ı ise evet. Ki bunu yalnızca saygı ya da gülünç bir taklit etiketi altına yerleşecek ikincil bir eser olarak değil, gerçekten de, bir devam niteliğinde düşünmüşlerdir. Bu, modern edebiyat tarihinde benzersiz bir vakadır.
Paradoksal bir biçimde, Lovecraft'ın karakterinin bazı yönleriyle büyülemesinin sebebi değerler sisteminin bizimkine bütünüyle zıt olmasıdır. Temelde ırkçı, alenen gerici, Püriten yasakları yüceltirken "doğrudan erotik tezahürleri" kuşkusuz ki itici olarak değerlendirir. Kararlı bir şekilde ticaret karşıtı olarak parayı küçümser, demokrasiyi aptallık, ilerlemeyi yanılsama olarak görür. Amerikalılar indinde o kadar değerli "özgürlük" kelimesi, bıyık altından acı acı gülmesine sebep olur. Tüm hayatı boyunca, bireyler özelinde gösterdiği aşırı nezaketle beraber, insanlığı genel itibarıyla aşağılayan o tipik aristokratik tavrını sürdürecektir.
Kesinlikle cevapsız tek bir mektup bırakamayan, edebi düzelti çalışmaları ödenmediğinde borcu olanlara hatırlatma yapmayı ihmal eden, onsuz asla gün ışığına çıkamayacak novellalara katkısını sistematik olarak küçümseyen Lovecraft, tüm hayatı boyunca gerçek bir centilmen gibi davranacaktır.
insanların, kendilerinden ve evrenden hoşnut olduklarını gözlemliyorum; bu, şaşırtıcı, hatta biraz ürkütücü. Kâh alaycı bir gülüş kâh salak bir ifade takınarak uslu uslu geziniyorlar.
1.000 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.