Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ruhların konuştuğu dil nasıl da ortak. Kürt uzun havaları, Ermeni ağıtları, Arapların yalellisi, Türk çiftetellisi, Kafkas ezgileri hepimizi aynı oranda coşturuyor, acıtıyor. Birbirimizin farkına varıyoruz. Farklarımızın güzelliğinin de.
Reklam
“İşte hepsi burada. Taş, kil, toprak, mermer. Hep onlarla yaşadım ben, onlarla konuştum, onlarla savaştım. Söylesene, neden kırlarda değilim, neden neşeyle koşmuyorum, üzerimde tül gibi incecik bir elbise. Yabanî çiçekler, usul usul akan bir dere, baharın, tazenin kokusu, aşk... Hepsi de bana çok fazla uzak.”
İstanbul’a kasvet fena çöker. Şenlenmesi de kederlenmesi de bahaneye bakar kentin. Ama bir efkârlandı mı da insanlarını daraltır, yürekleri sıkıştırır. Hava kapalı bugün; yer, gök, deniz dört bir yan, grinin tonlarından ibaret. Zamansız bir ölümün yasına gebe İstanbul.
Ne zamandır zor nefes alıyorum, göğsüm sıkışıyor sürekli. Nasıl da istiyorum oysa yaşamın içinden akmayı. Bir bilseler içimi. Dışardan bakanların nezdinde başarılıyım görünüşte. Hiç bilmediler ki özlemlerimi...
Bilirim bir şeyin daha bittiğini, ya da hiç var olmamış olanın yitip gittiğini.
Reklam
295 syf.
9/10 puan verdi
Bekle beni hüzün şehrim , Mahur Saz Semai'm ... İstanbul'um !
"Gökçe geçidin kıyısında, iki kıtanın ikisinde kurulu bir muamma memleket... Mucizeler erbabı, çelişkiler ehli, güzeller şahı. Eskiler mutluluk kapısı derler, yeniler hezimet kapısı; işte o şehrin masalıdır bu masal." Kitabımız birbirinden çılgın (kadınlar çılgın, İstanbul daha da çılgın) 29 hikâyeden oluşuyor. Sırasıyla
Kadın Öykülerinde İstanbul
Kadın Öykülerinde İstanbulKolektif · Sel Yayıncılık · 200919 okunma
Zaten hep çok düşünmekten oldu olanlar. Artık geçmişim yok. Geleceğim de günübirlik bugünlerden ibaret ne zamandır. Oysa ölümlü dünya işte. Yazık hepimize...
Bizim için asıl olan miras, ne mazidedir, ne de Garp’tadır; önümüzde çözülmemiş bir yumak gibi duran hayatımızdadır. Ahmet Hamdi Tanpınar
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.