Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ahiretini dünyasına değil, dünyasını ahiretine feda eden müminler, dünya hayatını verip karşılığında ahiretini satın alanlardır. 4/Nisa 74
Sayfa 94 - Diyanet Yayınları Cilt 2
Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. Onlar ki, zekatı öderler. Onlar ki, ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. Onlar ki, namazlarını kılmaya devam ederler. İşte bunlar varis olanların ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. (Mü'minûn Suresi 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11. Ayet)
Reklam
4. Yeryüzünde birbirine komşu parçalar, üzüm bağları, ekinler; sürgünlü-çatallı ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır; hepsi bir tek su ile sulanır. Böyle iken üründe bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan insanlar için ibretler vardır. (Ra'd, 4. Ayet)
On Emir
... Hz. Musa aracalığıyla Israiloğulları'na bildirildiği ifade edilen (Çıkış 32/15) bu emirler (Çıkış 20/1-17) şöyle sıralanır: 1. Allah'tan başka ilahların olmayacak. 2. Kendin için oyma put yapmayacaksın. 3. Allah'ın ismini boş yere anmayacaksın. 4. Cumartesi günü hiçbir iş yapmayacaksın. 5. Babana ve anana hürmet edeceksin. 6. Katletmeyeceksin. 7. Zina etmeyeceksin. 8. Çalmayacaksın. 9. Yalancı şahitlik yapmayacaksın. 10. Komşunun hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin. Kur'an-ı Kerîm'in İsra suresinin 101. ayetinde, "Andolsun biz Musa'ya açık seçik dokuz ayet verdik. Haydi İsrailoğulları'na sor" şeklinde işaret ettiği dokuz ayetin, Tevrat'taki on emrin cumartesi yasağı dışında kalanlarını kapsadığı anlaşılmaktadır. Cumartesi gününe saygı ise sadece yahudileri bağlayan bir hüküm idi ( bk. Nahl 16/124). (...) On emrin cumartesi yasağı dışında kalanları, bütün peygamberlere gönderilen kutsal kitapların ortak öğretileri olup Kuran -ı Kerim' de müslümanlar da bu tür vecibelerle yükümlü kılınmıştır (ayrıntılı bilgi için bk. En'am 6/151-153; İsra 17/23-39).
Sayfa 151
Bir hadîs-i şerifte Resûlullah, Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini iyi bilip gereğince davrananlara bu sûrelerin kıyamet gününde şefaatçi olacağını haber vermiş (Müslim, "Salâtü'l-müsâfirîn", 42; Tirmizî, "Fezâilü'l- Kur'ân", 4), Bir başka hadiste de yüce Allah'ın "ism-i a'zam"ının Bakara sûresinin 163. âyeti ile Âl-i İmrân'ın başında bulunduğunu belirtmiştir (Tirmizî, "Daavât", 64; Ebû Dâvûd, "Salât", 352).
Sayfa 463 - DİB YayınlarıKitabı okudu
Arapça da "vech" (yüz) kelimesi "bir şeyin veya bir kimsenin kendisi. zatı, benliği” anlamlarında kullanılmakta olup (Taberî, I, 494) Kur'an'da da sık sık bu anlamda hem Allah hem de insan için geçmektedir (meselâ bk. Bakara 2/115, 272; Nisâ 4/125; Ra'd 13/22).
Sayfa 189 - DİB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fakat sembolik yönü de olan namazın bu manevi derinliği kazanabilmesi için bedensel hareketler, dilin ayet ve duaların lafızlarını okuması yeterli değildir. Bu şekli kalıpların kalpteki kulluk niyeti ve bilinci ile bütünleştirilmesi , Allah'a saygı şuuruyla anlamlı hale getirilmesi gerekir. (Mü'minun) süresi tefsiri)
Namazda derin saygı hali yaşamak, kurtuluş'un imandan sonraki ilk şart olarak gösterilmiştir.
"Allah kullarına asla zulmedici değildir."
Kur'an'da ahlâkî bağlamdaki kullanımına göre zulüm kelimesi "haksızlık ve adaletsizlik" demek olup her şeyden önce Allah için düşünülmesi imkânsız olan bir durumdur. Zira "Allah kullarına asla zulmedici değildir" (Âl-i İmrân 3/182; Enfâl 8/51; Hac 22/10). Hiçbir kimse O'ndan "kıl payı kadar bile haksızlık görmez" (Nisâ 4/49).
Sayfa 126 - DİB YayınlarıKitabı okudu
89 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.