➡️Bunlar) Allah’tan bir fazilet (ihsan, lütuf) ve bir nimet olarak (kendilerine verilmiştir). Allah (her şeyi hakkıyla) Bilendir, Hüküm ve Hikmet sahibidir. Hucurat 8.
➡️Şayet mü’minlerden iki (grup veya) topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin (ve bunu sağlayacak etkin teşkilat ve tedbirler geliştirin). Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık azgınlık ve saldırganlığa kalkışanla, Allah’ın emrine (adil barış ve uzlaşma hükümlerine) dönünceye kadar mücadele edin; eğer sonunda (saldırgan taraf Allah’ın emrini kabul edip barışa) dönerse, bu durumda adaletle aralarını buluverin ve (her konuda) adil (ve insaflı) hareket edin. Şüphesiz Allah, adil olanları (karar verirken titiz ve dikkatli davrananları) sevendir. Hucurat 9.
➡️Unutmayınız ki!) Ancak (ve muhakkak) mü’minler kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin (ve bu amaçla, etkin ve yetkin bir barış ve bereket düzenini yerleştirin) ve Allah’tan korkup (haksızlık ve ahlâksızlıktan) sakınıverin; umulur ki esirgenirsiniz. Hucurat 10.
➡️
Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki (onlar) kendilerinden daha hayırlı kimselerdir; kadınlar da diğer kadınlarla (alay etmesin), belki (onlar) kendilerinden daha hayırlı kimselerdir. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) de yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi ’olmadık-kötü lakaplarla’ çağırıp (rencide etmeyin). İmandan sonra (böylesi) fasıklık (cahiliye tavrı ve bayağılık) ne kötü bir isimdir. (Başkalarını düşük ve küçük görmek ne çirkin bir haslettir.) Kim (bunlardan) tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir. Hucurat 11.