80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Korku filmlerini, öykülerini, oyunlarını çok severim. Ama bu sevgimle çelişen bir korkmama durumum da var. Korku filmleri beni eğlendirir, fakat korkutanı bulmakta zorlanırım. Günümüzün klasik "jumpscare" korkuları benim üzerimde bir etki yaratmıyor ve maalesef artık korku sineması (istisnalar var elbette) bunlarla dolmuş durumda. Türk
Yüce Tanrı Pan
Yüce Tanrı PanArthur Machen · İthaki Yayınları · 20181,276 okunma
O.T.O. ya da “Ordo Templis Orientis” (Doğu Tapınağı Tarikatı)
" -O.T.O yüzyılımızın başında Alman Kal Kellner tarafından kuruluyor; 1904’te “yüce bir giz”in koruyucusu olarak tanıtılıyor; 1912’de ise çağdaş gizemciliğin kara büyücüsü Aleister Crowley örgüte üye oluyor. Özet olarak O.T.O’nun öğretisi “doğanın tüm gizlerini” açıklayan, cinsel sihire dayalı bir öğretidir. Örgütün üyeleri arasında, İmparator Crowley bir yana, Alman gizemcisi Theodor Reuss, İrlandalı siyaset adamı Sean MacBride, Bavyera Kralı I. Louis’nin dillere destan metresi Lola Montes’in kızı Landsfeld Kontesi, Dion Fortune adı ile bilinen gizem kuramcısı ve Kabalacı Violet Firth, İngiliz edebiyatının fantastik ustalarından Arthur Machen ve Osmanlı demiryolları hisselerinin satıcısı Glenstroe Kontu Mattheus MacGregor yer almaktaydılar."
Sayfa 91 - ÖRGÜTLER VE BİREYLER, EpubKitabı okudu
Reklam
Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
"ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST"
Sayfa 23 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
77 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap, korku edebiyatının en iyi örneklerinden birisi kesinlikle. Kitabı okurken resmen içinde yaşıyorsunuz. O korkunç his iliklerinize kadar işliyor. Yazar, hikayeyi çok iyi kurgulamış. Sanki bir dizi izliyor gibi olaylar arasında gidip geleceksiniz. Ayrıca panik kelimesinin Pan tanrısından geldiği söylenmektedir. O anlık korkunun ve insanların şok geçirip ölmesi hep bu Pan yüzündendi çünkü. Kitabın konusuna gelirsek; Dr. Raymond'un Tanrı Pan'ı görmek adlı deneyi ile başlayan olaylar yine Raymond'un anlatımı ile bitiyor. Kitap 8 bölümden oluşuyor ve bu bölümler 1. bölümle bağlantılı olarak devam ediyor. Deney sonucu ortaya çıkan bir kız çocuğu hikayenin ana temelini oluşturuyor. Daha fazla detay vermeyeyim zevkiniz kaçmasın. Zaten okuyunca ne demek istediğimi anlarsınız. Not: Kitaba ismini veren ve aslında bir Yunan tanrısı olan (birçok tanrı tarafından alay geçilen birisi) Pan, yarı keçi yarı insan formundadır. Pan'ın labirenti ve panflüt kelimelerine esin kaynağı olmuştur. Hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki linklere bakabilirsiniz. mitolojivesembolizm.com/pan.htm aktuelarkeoloji.com.tr/kirlarin-yabani... yunanmitolojisi.blogspot.com/2007/09/tanr-pa... yunanmitolojisi.com/tags/pan.html uludagsozluk.com/k/tanr%C4%B1-pa... angelsdia.com/tanri-pan-geliy... aydinatca.com/antik-kalintila...
Yüce Tanrı Pan
Yüce Tanrı PanArthur Machen · İthaki Yayınları · 20181,276 okunma
140 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Machen, yüksek ihtimalle hayatının bir bölümünde karanlık dünyaya temas etmiş ve duyduğu/kurguladığı hikayelerin gizemli çekiciliği nedeniyle onları okura anlatmaktan geri durmamıştır. Öykücülük ve dil bakımından pek yeterli olmasa da konu açısından Borges’in ilgisini çekmeyi başarmış olan ve bu kitapta yer alan öyküler, karanlık öykülere
Ateş Piramiti
Ateş PiramitiArthur Machen · Dost Kitabevi Yayınları · 2002142 okunma
Festival
İnsanı derin düşüncelere sevk eden bu atmosfer öyküsü Ekim 1923’te yazılmış olup Lovecraft’ın Aralık 1922’de Massachusetts’teki Marblehead’e yaptığı ziyaret üzerine yazıldığı açıktır. Kingsport kentinden her ne kadar ilk defa “Korkunç İhtiyar”da söz edilmiş olsa da kent ilk defa bu öyküde Marblehead’le özdeşleştirilmiştir. Lovecraft daha sonra öyküyü yazarken Margaret A. Murray’in The Witch-Cult in Western Europe (1921) (Batı Avrupa’da Cadı-Kültü) adlı kitabından esinlendiğini kabul edecektir. Lovecraft ayrıca öykülerinde benzer kavramlara yer veren Arthur Machen’i de o sıralarda keşfetmiştir. Öykü ilk defa Weird Tales’ın 1925 Ocak sayısında yayımlanmıştır. “Efficiunt Daemones, ut quae non sunt, sic tamen quasi sint, conspicienda hominibus exhibeant.” -LACTANTIUS- Yurdumdan Çok uzaklarda, büyüleyici doğu denizlerinin etkisi altındaydım. Alacakaranlıkta denizin kayaları dövdüğünü duyuyor, Çarpık Çurpuk ağaçları bulutsuz bir göğe ve yeni doğmakta olan yıldızlara doğru kıvrılarak yükselen tepenin ötesinde uzandığını biliyordum. Atalarımın beni uzaklardaki eski kasabaya çağırmış olması nedeniyle yeni yağmış, pek derin olmayan karlar üzerinde yürüyerek Aldebaran yıldızının ağaçlar arasından göz kırptığı yere doğru yükselen yol boyunca ilerlemeye devam ediyor, daha önce hiç görmediğim, ama sık sık düşlediğim eski kasabaya doğru gidiyordum.
Alfa YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
887 öğeden 991 ile 887 arasındakiler gösteriliyor.