Babil Kitaplığı'ndan okuduğum ilk eserdi. Arthur Machen'in Yüce Tanrı Pan'ı ve Üç Sahtekar'ından sonra geriye kalan Türkçe'ye çevrilmiş tek eseri bu olduğu için hemen edinmiştim. Ne yazık ki kitabın büyük bölümünü oluşturan ilk iki öykü zaten okuduğum Üç Sahtekar kitabından alınmış. Yine de o kitabı okumayanlar için öyküler çok etkileyici gelecektir. Ben de heyecanla ve huşuyla okumuştum.
Bu iki öyküye kısaca göz atıp ayrıntılarını anımsadıktan sonra Işıldayan Piramit'i okudum. Diğerlerine benzer son ana kadar gizem barındıran güzel bir öyküydü. Bu üç öyküde de yazarın ilgisi olduğunu açıkça belli ettiği bir konsept hakim: Periler. Normalde periler olumlu hisler uyandırsa da bu öykülerde pek de öyle değil. Korkudan ziyade gizemli, gotik ve mistik şeyler hakkında okumayı sevenleri tatmin edecektir.
Işıldayan PiramitArthur Machen · Kırmızı Kedi Yayınları · 2018142 okunma
H.P. Lovecraft, "Edebiyatta Doğaüstü Korku" adlı çalışmasında, James'in, "sıradan günlük hayatın içinden korkuları usulca bulup çıkarma konusunda neredeyse şeytansı bir güce sahip olduğunu" söyler. Yılbaşlarında korkutucu öyküler anlatmaya bayılan bu hayalperest profesör, yine Lovecraft'ın sözleriyle,-"... bu karanlık toprakların gerçekten yaratıcı birkaç büyük ustasındandır..."
Her ne kadar Lovecraft tarafından böyle övülmüşse de, James ölümünden birkaç yıl önce yazdığı mektuplarda "Lovecraft ve çevresinin" kaleme aldığı eserleri hiç beğenmediğini, özellikle de Arthur Machen'dan "tiksindiğini" her fırsatta belirtmekten kaçınmamıştır.