Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaşın galibi kim olursa olsun; hayal ettiği gelecek, umduğu kadar uzun olmayacak. Çünkü turna türlerinden duyduğum ezgi, bana şunları fısıldadı: Savaşa sormuşlar yolun nereyedir diye, barışa demiş! Barışa sormuşlar nereye gidiyorsun diye, savaşa demiş!
Sayfa 175Kitabı okudu
Antalya'da ustalar bir evin çatısını, kiremit altı tahtalarını döşeyip kapatınca, üzerinde keser oynatırlar. Keseri, tahtanın üzerinde tıkırdatarak bir ezgi tuttururlar... Öyle ustalar varmış ki, keser oynattı mı yirmi keser birden tıkırdıyor sanırmışsınız. Bu işini bitirmenin duyurulmasıymış... Emeğin kutlanmasını istemekmiş... (...) Antalyalı ustalar keser oynatırken bir yandan da "Şamaş, Şamaş!" derlermiş... Şamaş Mezopotamya'da güneş tanrısının adı... Söyleyin, bunu duyunca coşkulanmamak elde mi? Kültürümüzü daracık açılardan görmeye kalkışmak, kültürsüzlük olmuyor mu? Bu kültürsüzlükleriyle, korunacak olanın ne olduğunu seçmeye kalkışanlar bizim kültürümüzü de parçalamazlar mı, bozmazlar mı, yok etmezler mi?
Reklam
Coşkuya kapılan topluluk, göğsünü döverek, "Şah! Şah!" diye bağırır. Ali'nin tanrısal niteliği açıkça belirmiştir. Şah sözcüğü, Şah-ı Merdan, "Yiğitlerin Şahı" Ali 'nin anılışı olarak algılanmaktadır. Fakat, Şah İsmail döneminde, aynı zamanda, Ruhani Şah'ın tecellisi olan bedeni ölümlü olan Şah'a da seslenilmiş oluyordu. Şah lsmfül'in gizli varlığı; Hatfü''nin, bize törenin bu bölümünün onun döneminde oluştuğunu düşündüren şiirlerinden kavranabilmektedir. Tevhid'den sonra Miraclama gelir. Zakir, Peygamber'in göğe yükselişini, Mfrac'ı anlatan bir ezgi okur.
Sayfa 281 - Cumhuriyet KitaplarıKitabı okudu
Endonezya’nın stratejik ülke kabul edilmesinin birincil nedenlerinden biri Başkan Suharto idi. Görüşlerinden ödün vermeyen bir antikomünist olarak ün yapmıştı Suharto, politikalarını uygulamaya koyarken en acımasız yöntemlere başvurmaktan çekinmiyordu. 1965 yılında ordunun başkumandanı olarak komünist yanlısı bir darbeyi ezdi. Bunu izleyen kanlı olaylarda 300 bin ila 500 bin insan hayatını kaybetti ki bu vahşet Adolf Hitler, Josef Stalin ve Mao Tse-Tung’unkilerle birlikte yüzyılın en büyük siyasi güdümlü kitle katliamları arasına girdi. Bir milyon kadar insan da hapse ve toplama kamplarına atıldı. Bu ölüm ve tutuklama dalgasının sonrasında Suharto, 1968 yılında başkan olarak yönetimi ele aldı.
“Demek geziyorsun böyle? Çok güzel! Kendine şanlı bir kader seçmişsin şahinim! Zaten gerekli olan da budur. Gezip görecek, hayatın tadını çıkaracak, sonra da yatıp öleceksin... Gerisine kulak asma!” Yaşlı, güngörmüş çingene Makar Çudra’nın sözlerinden öğreniyoruz Radda ile Zobar’ın öyküsünü, ama öncesinde bolca hayat hakkında, insanın varoluşu
ömre dahil olunması istenen minik beklentiler°
"Mesela çocukken edindiğim birkaç dostumla açık camdan gelen manolya ağacının kokusu eşliğinde yaptığım tatlı sohbetlerim olsun. Evimde sıkıldığım ya da hüzünlendiğim bir anda, komşudan gelen bir gitar sesinin mutluluk verici notalarından çıkan dalgalar olsun hayatımda. Mesleğimi yaparken çevremde hep beyaz, narince bakan portakal çiçeğinin ilhamını verecek arkadaşlarım olsun. Evim bir çocuk parkının yanında olsun mesela. Büyüsem de içimde kalan çocukla ve çocukların parktan gelen şen kahkahalarıyla, hayatımda kalın giden notaların arasında hoş, ince bir ezgi gelsin bana. Her yerde umut türküsü şakırdayacak bülbüller olmayacak ya... Ama beni her düştüğümde kaldıracak, ufacık bir yaramda “bak öptüm geçti,” diyen ailem her zaman yanımda olsun. Çevremde başka canlılar da olacak tabi. Yavru kedilerin çekinmeden miyavladığı, kaldırımdaki gelinciklerin ezilmediği, ağaçların korkusuzca gökyüzüyle komşu olabileceği kadar büyüdüğü bir dünyam olsun."
Sayfa 280 - T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Eserleri
Reklam
Bu Ezgi Kimin?
Yaşadığı topraklar üzerinde, gelmiş geçmiş bütün kültürlerin doğal kalıtçısı önce orada büyüyenlerdir..
Bu Ezgi Kimin?
İnsanoğlu, üzerinde yaşadığı toprakların gelmiş geçmiş, çağdaş ürünlerinden etkilenerek yetişiyor. Doğaya, çevre koşullarına, yaşama uygunluk. Usa (akla) uygunluk. Gerçekçilik. Çözümü içten dışa doğru aramak. İç-dış uyuşumu. Tutumsallık. Kolaylık. Ölçülerin insan ölçülerine dayalı olması. Gereçlerin, yapım yöntemlerinin en yakından seçilmesi. Esneklik.