Newyork İlimler Akademisi başkanı bilgin A. Crassy Morrisson "İnsan Tek Başına Ayakta Duramaz" adlı kitabında şöyle diyor:
"Kuşların yuvaya dönüş içgüdüleri vardır. Kapınızın üzerinde yuva yapan nar bülbülü sonbaharda güneye göç eder, fakat ilkbahar gelir gelmez doğruca eski yuvasına döner. Her Eylül ayında memleketimizde (Amerika'da) bulunan kuşların çoğu sürüler halinde güneye göç eder. Bu kuşlar yolculukları esnasında engin denizler üzerinde aşağı yukarı bin mil kadar bir mesafe Alırlar. Fakat hiçbir zaman yollarını şaşırmazlar. Posta güvercini, kendisine kapalı bir kutu içinde yaptırılan uzun yolculuk esnasında tepesi üzerindeki yeni yeni seslerden bunalıp şaşkına dönünce bir müddet tur attıktan sonra hiç şaşırmadan vatanına doğru yönelir. Esen rüzgar, ağaçları ve dalları ne kadar karıştırırsa karıştırsın, arı, maharetle kovanını bulur. Bütün bunlar gözle görülen delillerdir.
Öncelikle çok anlamlı bir kitap okuduğumu söylemem gerekiyor... Kitap insanlığın bir yarasına, çok güzel ve açık bir şekilde değinmiş. Sevgisizlik ... Özellikle ebeveyn sevgisizligi , bir bireyin tüm hayatına ; yoğun acılar, yıkıntılar, yorgunluklar , travmalar bırakır.. Verilmeyen , lütuf olarak görülen her eylem çocuğu yaralar , yaralar kocaman bir derinliği olan acılar bırakır ...
Yazarımızda bir terapist , gerçekleri görebilen ve danışanlarını hayalperest düşüncelerle avutmayan bir kadın bence. Gerçeği göstermeyi düstur edinmiş kendisi , bu tavrı duruşu ve inancı için tebrik ediyorum kendisini.
Ben bir çok kadının bu kitabı okumasını tavsiye ediyorum. İçinde bir yerlerde bir şeyler bulacak , kendisine katacak bence ...
'Sevgisiz Anneler' maceramın sonuna geldim. Ağır travmatik yoksunluklar okudum. Fakat hepsi bir şekilde yeniden tutunup ayağa kalktılar , değiştiler, dönüştüler, büyüdüler. Önce kendilerini sevmeleri gerektiğini , annelerinin yaralarını kabullenmeyi değil de , yanlışlarını görmeyi öğrendiler. Yazarın deyimine göre yaşadıkları acılar , hayatlarına bilgelik kattı ...
Herkese keyifli okumalar dilerim ...
İçinizdeki o küçük kıza hep özlemini çektiği sevgiyi verdikçe, eşinize, arkadaşlarınıza, ailenize ve elbette çocuklarınıza verecek daha fazla sevginiz olur. Böylece yalnız kendinizi değil, çevrenizi ve sizden sonraki kuşakları da değiştirmiş olursunuz. Hayatınıza sokmak için onca uğraştığınız sevginin sınırlı bir şey olduğundan, geri alınacağından ya da kaybolacağından korkmanıza gerek yoktur. Sevgi bir posta güvercini gibidir. Biz göndeririz, o her zaman geri gelir.
Gerçek sevgi, artık çok iyi bildiğiniz gibi, insanlara kendilerini sevilmez, yetersiz ya da sorunlu gibi hissettirmez. Sevgi ılık ve güven verici bir şeydir. Hayatınızı iyileştirir, kötüleştirmez.