Kâmran, ben senden nefret ettiğim için, yabancı memleketlere kaçmıştım. Şimdi, nefretim o dereceyi buldu ki, bu uzaklık kâfi gelmiyor, senin yaşadığın, nefes aldığın dünyadan uzaklara kaçmak istiyorum.
Ah bu erkekler! Hepsinde aynı gurur, aynı kendini beğeniş. Bizim de bir kalbimiz olduğunu, bizim de mutlaka isteyecek bir şeyimiz olabileceğini bir türlü akıllarına getirmek istemiyorlar.
Çalıkuşu, ilk “İstanbul Kızı” adlı bir oyun olarak yazılmıştır. Ancak tiyatro iken pek ilgi çekmeyen eser, 1922'de Vakit Gazetesi'nde Çalıkuşu adıyla roman olarak yayınlanınca büyük ilgi çekmiştir.
Olaylar ağırlıklı olarak Anadolu’da geçmektedir. Anlatım son bölüm hariç Feride’nin günlüğüdür.
İlk kısım; Küçük yaşta annesini kaybeden Feride’yi babası İstanbul’a büyükannesinin yanına getirir. Musul’da çocukluğunu geçiren Feride, Türkçe bilmemektedir. Bu süreçte zorlanması, Fransız mektebine yazılması, Kamran’a aşık olması vardır. Kâmran okul için Avrupa’ya gider ve döndüğünde Feride ile evlenmek için sözleşirler. Bir kadının Kâmran’dan haber getirmesi üzerine Feride köşkü terk eder ve muallime olmak için Anadolu’ya gitmeye karar verir.
Bundan sonraki bölümler Feride’nin Anadolu’da çektiği sıkıntıları ve hayatını anlatmaktadır. Son bölümde ise Kâmran ile karşı karşıya gelirler.
Yazar, Feride’nin kişiliğinde aydın Türk kadınını anlatmaktadır. Bununla beraber Anadolu'nun geri kalmışlığı, yoksulluğu ve cahil kalmış insanları da gözler önüne sermektedir.
Eser, Türk Edebiyatının en çok okunanları arasındadır. Hâlâ okumadıysanız bir şans vermelisiniz