Wagner ile Ritter arasındaki ilişki 1859 yılında kopmuş olmasına rağmen, ismi sık sık Cosima’nın günlüğünde yer almakladır - özellikle de Wagner’in labirentindeki kaderi, kendisinden yaşça daha büyük olan Ritter’inkine çok benzeyen Nietzsche’nin ismiyle birlikte. Görünüşe göre bu durum üstadın da dikkatini çekmiş olmalıydı ki, bu iki ismi sadece Eiser’e yazdığı o rezil mektupta değil, Cosima’yla yaptığı sohbetlerde de biraraya getiriyordu: “Yakışıklı dostlarım vardı,” demişti bir defasında hakir görür bir tavırla, “K. Ritter ve Nietzsche’yi düşünün”.
Sayfa 173
Avrupa'nın Krizi: Fenomenolojik Sorun Olarak Avrupa'nın Dönüşümü
Avrupalılaşma, Avrupa dışı ulusların kök salmış yaşama biçimlerinden çözüldükleri, toplumsal üretimin, kültür ve eğitimin, devlet ve toplum örgütlenmesinin Avrupa'da geliştirilmiş biçimlerini kabul ettikleri ve bunları kendiliklerinden ve etkin olarak benimsedikleri süreçtir. (Joachim Ritter, "Avrupa'nın sorunu olarak Avrupalılaşma" içinde Avrupa'nın Krizi: Fenomenolojik Sorun Olarak Avrupa'nın Dönüşümü, Derleyen: Önay Sözer, Ali Vahit Turhan, Sayfa 362)
Joachim Ritter, 1953-55 arası İstanbul üniversitesi’nde çalıştı.
Türkiye’yi çok sevdi. Candan çalışıyordu. Onun en çok üstünde durduğu kavramdı “philosophia Perenis” kavramı... Yani “sürüp giden felsefe”
-Philosophia perennis ne demek?
“Sürüp giden felsefe” diye çevirebilirim bu sözü. O günlerde felsefenin artık bittiğini düşünenler çoğalmıştı. Alman Hoca Joachim Ritter;
“Felsefe ölmez, felsefe her zaman vardır, baştan beri felsefe yapılmıştır, gene yapılacaktır.” düşüncesindeydi....
Varoluşçuluk Nedir?
"Köklerinden kopmuş, temelini yitirmiş, geçmişe ve tarihe güvenini kaybetmiş, toplumda yabancılaşmış mutsuz, huzursuz insan varlığını dile getiren bir felsefedir. Bu felsefe daha çok, toplum içinde yaşayan bireyin tehdit altında olduğu, insanın manasız bir varlık haline geldiği, kendini yitirmek tehlikesinin baş gösterdiği yerde ortaya çıkar. Özellikle savaş ve bunalım ertesi yılları bu çıkışın keskinleştiği dönemlerdir."
Joachim Ritter