Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
'Isaac Rousseau (1672-1747) Ünlü Saray Saatçisi Filozof Jean Jacques Rousseau'nun babası (1705-1711) Seneleri Arasında Galata'da Yaşamıştır.'
Şu dünyadan ne kadar çabuk göçüyoruz! Yaşamın ilk dörtte biri tadını çıkarmasını bilemeden; son dörtte biri de artık tadını çıkaramaz olduktan sonra geçip gidiyor. Önce, yaşamasını bilmiyoruz, çok geçmeden de bilecek gücümüz kalmıyor. Bu iki yararsız ucu ayıran arada ise zamanın geriye kalan dörtte üçü uykuyla, acılarla, zorlamalarla, her türlü zahmetle geçiyor. Yaşam kısa, ama az sürdüğü için değil, daha çok bu kısalık içinde onun tadına varacak neredeyse hiç zaman bulamadığımız için. Ölüm anının doğum anından uzak olması boşunadır, aradaki alan iyi doldurulmadıkça yaşam her zaman çok kısa sürer.
Reklam
İnsan ancak yargıladıktan sonra sever, kıyaslama yaptıktan sonra yeğler.
Özgür yaşamak ve insanlarla ilgili şeylere pek az bağlanmak, ölmeyi öğrenmenin en iyi yolu budur.
Jean-Jacques Rousseau şöyle derdi: "insanlar kötüdür ve fakat insan iyidir"
Fakire zincir vuran ve zenginin gücüne güç katan, doğal özgürlüğü geri dönülemeyecek biçimde yok eden, mülkiyet ve eşitsizlik kanunlarını ebediyen sabitleyen, zekice yapılmış gaspları değiştirilemez haklara dönüştüren, birkaç hırslı bireyin yararına insanoğlunu aralıksız çalışmaya, köleliğe ve perişanlığa sürükleyen toplum ve kanunun doğuşuydu.
Sayfa 91 - Fa Yayınları
Reklam
Özgürlükten köleliğe
İnsanlar kaba saba kulübeleriyle yetindikleri, hayvan derisinden yapılmış ve birbirine dikenler ve balık kemikleri ile tutturulmuş giysilerinden tatmin oldukları, tüy ve deniz kabuklarından süsledikleri, vücutlarını farklı renklere boyadıkları, yay ve oklarını geliştirdikleri, keskin taşlar kullanarak kayık yaptıkları, basit müzik aletleri yaptıkları, kısaca tek bir insanın yapabileceği işler üstlendikleri ve birçok kişinin ortaklaşa çalışmasını gerektirmeyen zanaatlarda bulundukları sürece; yapılan el verdiği ölçüde, karşılıklı ve bağımsız ilişkiden keyif almayı sürdürdükçe özgür, dürüst ve mutlu hayatlar yaşadılar. Fakat insan, bir diğerinin yardımına koşmaya başladıktan; her bireye, iki kişilik erzak sağlamaya avantajı geldikten sonra; eşitlik ortadan kalktı, mülk kavramı ortaya çıktı, çalışma kaçınılmaz oldu, alın teriyle ıslanan engin ormanlar kölelik ve sefaletin ekinlerle birlikte filizlenip büyüdüğü tarlalara dönüştü.
Sayfa 85 - Fa Yayınları
"Sonunda insanlar beni yalnız yaşamaya ittiklerinde, mutsuz olayım diye beni evime kapatarak, benim kendi kendime yapabileceğimden daha fazla mutluluğuma katkıda bulundular."
... soğuk kanıtlar eylemlerimizi değil, düşüncelerimizi belirleyebilir; bizi inandırır, ama davrandırmazlar. Yapılması gereken şeyleri değil, düşünülmesi gereken şeyleri kantlarlar. Bu, büyük insanların tümü için doğruysa, henüz duyularıyla sarılmış olan ve düşledikleri kadar düşünen gençler için de haliyle doğrudur.
Sayfa 458
Ah, insan yüreği böyle yönetilmez ki! Söyleyeceğiniz anı hazırlamadan söyleyeceğiniz şey bir anlam taşımaz. Ekmeden önce toprağı sürmek gerekir: Erdemin tohumu güç çıkar topraktan, güç biter; kök salmasını sağlamak için uzun hazırlıklara gereksinim vardır.
Sayfa 452
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.