Gel ey tâlib müstemi ol aç gözün
Neredesin çağlayıver kendözün
(كل اي طالب مستمع اول اج كوزک
نرءدسن جغلايى وار كندوزوک)
— Hz. Kaygusuz Abdâl (Gaybî Beğ), Saraynâme
Bektaşiligin önemli inançlarından birini teşkil eden bu anasır
(unsurlar) telakkisinin, bazılarınca bizzat Hacı Bektaş'ın yazdıgı
kabul edilen Makalat'ta da kuvvetle işlendigi görülmektedir. Allah insanları bu dört unsurdan yaratmıştır. Dolayısıyla bu unsurların özelliklerini taşırlar. Abidler denilen şeriat ehli, yelden
yaratılmıştır. Zahidler, tarikat ehli olup oddan yaratılmıştır. Marifet ehli olan arifler, sudan, sonunculan teşkil eden mahabbet ehli muhibler ise topraktan yaratılmışlardır.
Bektaşiligin teşekkülünde hiç şüphesiz fikirleriyle ve şiirleriyle büyük bir rol oynayan XV. yüzyıl Rum Abdalları'ndan Kaygusuz Abdal'a ait oldugu söylenen bazı risalelerde de dört unsurun insan yaratılışındaki payı yine kuvvetle vurgulanmaktadır. Mesela Gülistan isimli risalede Allah'ın Adem'i yüzüne perde eyledigi ve bu perdenin su, toprak, ateş ve yelden yaratıldıgı ifade olunmakta,Sarayname'de ise Makalat'taki fikirler aynen tekrarlanmaktadır
1- Dil-güşâ: Yazma nüshalarından 15 tanesi tespit edilen Dil-güşâ, hem mensur hem de manzum metinlerden oluşmaktadır. Eser, Türkçe kaleme alınmış, çok az Farsça bölümlere de yer verilmiştir. Abdurrahman Güzel tarafından orijinal dilinesadık kalınarak Latin harfleri ile iki defa yayımlanmıştır. Türkçesi Gönül Açan'dır.
İrfani konuları işleyen mesnevî tarzında bir eser olan Dil-güşâ, esasen bir nasihatnâme özelliği taşır. Toplam 650 beyitten oluşan eserin 576'sı Türkçe, geri kalanı Farsçadır.
2- Saraynâme: 26 tane yazma nüshası bulunan Saraynâme, Kaygusuz Abdal'ın nesir ve nazım karışık eserlerinden biridir. İlk defa 1989 yılında Abdurrahman Güzel orijinal diline sadık kalarak Latin harfleri ile yayımlamıştır. İkinci baskısı yine Güzel tarafından 2010 yılında gerçek. leştirilmiştir.
Saraynâme'de dünyayı bir saraya benzeten Kaygusuz Abdal, insanların bu sarayda ibadet etmeleri gerektiğini sembolik ifadelerle ve bezediği irfani öğütler şeklinde anlatır. İnanç, ibadet, ahlak konularını büyük bir ustalıkla ele aldığı eserinde, özellikle ilahi aşk ve ilahi aşkın mekânı olan gönül üzerinde durur.