Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haydi, biraz aykırı düşünelim... :) Sizce Necip Fazıl, İslâm'la alâkalı bir insan mıdır?.. Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı'nın ödülünden istiğnâ etmiş midir gerçekten?.. Cemil Meriç, cidden o kadar kitap okumuş mudur âmâ iken?.. Orhan Veli, hakikaten şiir olduğuna inanmış mıdır yazdıklarının?.. Ece Ayhan, sizce de garip bir isim değil midir sahibine göre?.. Divan Edebiyatı, gerçekten sadece Saray çevresine mi hitap ediyordu?.. 🙂
Ulemadan seçkin kişiler haftanın belli günleri kendisine ders vermeye sarayına gelirlerdi. Hümanistleri ve Rum bilginlerini huzuruna kabul ederdi; saray duvarlarına fresk­ler yapması ve kendi portresini çizmesi için Venedik'ten Gentile Bellini'yi çağırmıştır. Ancak Fatih Sultan Mehmet'i çağdaş Rönesans hükümdarları arasında saymak biraz abartılıdır. Fatih, her şeyden önce gazi bir İslam hükümdarıdır; amacı da, devletini dünyanın en güçlü imparatorluğuna dönüştürmekti.
Sayfa 34 - PdfKitabı okuyor
Reklam
Safiye Sultan, ilk başlarda kendisine karşı oluşturulan cepheye karşılık kocasının aşkına güvenmekteydi.Ancak bu karşı cepheyi zayıflatmak ve bertaraf etmek için yeterli gelmemekteydi.Bu sebeple harem dışarısından zaten fırsat bekleyenlerce kendisine destek gelmişti.Bunlar içerisinde Hoca Saadeddin Efendi, Şemsi Paşa, Babüssaade Ağası Gazanfer Ağa, Kadızade Şemseddin Efendi, Şeyh Şüca ve Kara Üveys Paşa başı çekmekteydi.Saray dışarısında oluşan bu grubun amacı, Sokullu Mehmet Paşa’yı bertaraf etmekti. Nasıl Sokullu, Safiye Sultan’ın nüfuz kazanmasının kendisine tehlike arz edebileceğini düşünerek karısı İsmihan (Esma Han) ve kayınvalidesi Nurbanu Valide Sultan’ın da içerisinde bulunduğu koalisyona destek veriyor ve yanlarında saf tutuyorsa, dışarıda Sokullu’ya karşı olan bu muhalefet grubu da Safiye Sultan cephesinde yer alıyordu.
Sayfa 75 - Yeditepe yayınları 2010Kitabı okudu
MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN 13 EKİM 1919’DA TASVİR İ EFKAR GAZETESİ BAŞYAZARI VELİD BEY’İN 21 SORUDAN OLUŞAN MÜLAKATINDA ERMENİ KONUSUYLA İLGİLİ SORUSUNA ŞU CEVABI VERMİŞTİR: Soru: “Avrupa tarafından oluşturulması düşünülen Ermenistan sınırı hakkında ne düşünüyorsunuz?” Cevap: “10-30 Ekim 1918 tarihindeki sınırımız içinde kalan yurttan bir karış toprağın Ermenistan’a bırakılmasına millet kesinlikle razı değildir.”
Mustafa Kemal'in 28 aralık 1919da dediğidir..
“ ....Memleketimizi işgale yeltenen yabancılar kendi ekonomik ve politik çıkarlarını koruyabilmek için aleyhimizde bulundukları iki görüşü yürütmeye (propoganda etmeye) başladılar. Bu görüşlerden birincisi güya milletimizin, Müslüman olmayan unsurları eşitlik ve adalet ilkesine dayanan yönetimi beceremez olduğudur. İkincisi de güya, milletimiz
Fransa’nın Osmanlı Türkiyesi’nde göz diktiği bölgelerin başında Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Kilikya denilen Adana bölgesi geliyordu. Fransa tekstil sanayii için ihtiyaç duyduğu Çukurova pamuğunu düşünerek, İngiltere ve Rusya ile Türkiye’yi paylaşma antlaşmaları yaparken adı geçen bu bölgelerin kendi payına verilmesini sağlamıştır.
Reklam
Bolşevik yönetimi, Rusya İmparatorluğu dahilinde kendilerine karşı gösterilen direnci kırmak için muhtelif cephelerde ve bu arada Kafkaslarda çarpışan askeri birlikleri Moskova’ya çağırmak mecburiyetinde kalmıştı. Kafkas bölgesini boşaltırken Rus birlikleri silahlarının önemli bir kısmını Ermenilere bırakmıştı. Tam bu sırada Türkiye’nin de harpten yenik çıkarak Mondros Mütarekesini imzalaması, Ermenileri Kafkaslarda tek başına bırakmıştı. Rus ordusunda öncü birlikler olarak vazife gören Ermeniler ile bölgede yaşayan ve Türkiye’den giden militanların ilhakı ile oluşan Ermeni kuvvetleri, Ruslardan aldıkları silahlarla bölgede kanlı bir katliama girişmişlerdir. Yüzbinlerce Azerbaycan ve Doğu Anadolu Türkü’nün öldürüldüğü bu Ermeni katliamı, bölgede bulunan Rus ve İngiliz'in subaylarını dahi isyan ettirmiştir.
Atatürk’ün verdiği bilgilerle Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulamayacağını ve Türklerin de Amerikan mandasını istemediğini anlayan General Harbord Türkiye’den ayrılmıştır. Fakat Amerika’da bulunan Ermenilerle Ermeni sempatizanı Amerikalılar, kurdukları “Ermenistan’ın Bağımsızlığı İçin Amerikan Komitesi” adlı teşkilat ile Amerikan Hükümetine tesir etmeye başladılar. Bunun üzerine Amerikan yetkilileri, Yüzbaşı Emory Niles ile Arthur Sutherland’ı, hiç kimse ile temas etmeden, Ermeni meselesini yerinde incelemek üzerine Doğu Anadolu’ya göndermiştir. Bu iki Amerikalı subay Türk-Ermeni çatışmalarının cereyan ettiği bölgeleri gezdikten sonra, olayların Amerikan kamuoyuna yanlış yansıdığını, Türkiye’yi parçalamak isteyen güçlerin Ermenileri isyan ettirerek pek çok Müslüman halkın ölümüne sebep olduklarını bir rapor halinde hükümetlerine bildirmiştir. Bu iki Amerikalı görevli raporlarının sonunda şu kanaati belirtmişlerdir: “Kanımızca, Türklerin Ermenilere karşı işlenmiş hangi suçlardan dolayı sorumluluğu varsa, Ermenilerin de Türklere karşı işlenmiş tıpkı aynı türde suçlardan dolayı sorumlu bulundukları tartışma götüremez” . Bu arada Amiral Bristol’ün yaptığı araştırmalarda aynı sonuca varması üzerine Amerikan Kongresi Ermenileri desteklemekten vazgeçmiştir.
Ermenilere en çok destek veren Çarlık Rusyası’nın harpten çekilmesi ve yeni rejimin konunun üzerine fazla gitmemesi sebebiyle İngiltere, Fransa ve Amerika Ermeni hamiliğine soyunmuşlardı.
Atatürk, Rum ve Ermenilere kötü davranıldığına inanan Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’ın kendisini ziyareti esnasında, Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulmasının gerekçelerini sorması üzerine yine sinirlenerek şu cevabı vermiştir: “Düşmanca ithamda bulunanların sürdürdükleri büyük mübalağalar dışında Ermenilerin tehciri (zorunlu iskan)
816 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.