Kitaba Son Sürat'ı bitirir bitirmez okumaya başlamasaydım iyiymiş. Zira konuları oldukça benzer. Yine duygu yüklü bir aşk hikâyesi ile karşı karşıya kaldım. Rune ve Poppy ta çocukluktan beri dostlar ve sonra aşıklar. Poppy için babaannesi tarafından emanet edilen bin öpücük kavanozu ile başlayan ilk öpücükleri ve sonuncu öpücüğe dair olan hayatları ele alınmış. Birbirlerine olan aşkları öylesine büyük öylesine güçlü ki kimsenin onları ayırmak gibi bir girişimi dahi olmuyor. İki aile de çocuklarının tutkulu aşkı karşısında anlayışlı ve iyimser. Ta ki bir gün Rune'nun babasının işi sebebiyle başka şehre gidişine kadar. Bu uzaklaşma ikisine de iyi gelmez ve iki yıl aradan sonra karşılaşmalarında da Rune bambaşka biri olarak çıkar. Poppy boğuştuğu amansız hastalık yüzünden ayrı olmak istemiş fakat bunu Rune ile paylaşmamıştır. Bu duruma içerleyen Rune ise kendini asi kılan farklı özellikler edinmiş fakat gerçekle yüzleşince eskisi gibi olmuşlardır. Poppy son nefesini verene kadar ayrılmamış, tüm hayallerini gerçekleştirmiş ve bin öpücüğe ulaşana kadar aşkı en derinden yaşamışlardır. Zaman zaman gözünüz dolacak zaman zaman kendinizi koyacaksınız onların yerine. Dokunaklı, acıklı bir aşk hikayesi arıyorsanız doğru tercih olabilir Bin Öpücük. Dip not:Yalnız neden aşk romanlarında hep erkek karakter mavi gözlü olur anlamış değilim. Yine aynı klişe ile karşılaştım sarı saçlı mavi gözlü yakışıklı genç... Neyse yine ağlamadım ama nutkum tutulup iç çektiğim yerler de olmadı değil. Aşk, tutku ve hüzün bir arada. Keyifli okumalar...