Babaîler
Selçuklular
Selçuk ailesi Oğuzların Kınık boyundan bir aile idi. Babası öldüğünde 17 ya da 18 yaşında bir genç olan Selçuk, babasının yerini alarak kısa bir süre zarfında bütün aileyi bir araya topladı. Tarihteki, bütün büyük Türk göçlerinde olduğu gibi, artan nüfusa bağlı olarak ortaya çıkan yerlerin darlığı ve otlakların azlığı' gibi nedenlerle Selçuklu ailesi, Orta Asya'dan Maveraünnehir'e doğru göç etti. Sir. i Derya'nın sol kenarında bulunan Cend şehrine gelen Selçuk, 960', takip eden yıllarda kabilesi ile birlikte Müslüman oldu. Selçuk'un büyük oğlu Mikail'den olan Tuğrul ve Çağrı Beyler zamanında Ali evladı ve Ali taraftarları tarafından Müslümanlığa kazandırılan geniş Türkmen kitlelerini çevrelerinde toplayarak İslâm toprakla. rının büyük bir kısmını ele geçirdiler. Selçuklu çağında herhangi bir dini baskı yoktu ve Tuğrul bey, hiçbir dini kovuşturma yapmamıştı.
Tuğrul ve Çağrı beyler arasında herhangi bir çatışma yoktu; ancak onlardan sonra taht kavgaları başladı. Alparslan bir müddet sonra duruma hâkim olarak bu kargaşa ortamına müsaade etmedi. Kısa sürede İslâm topraklarına yayılan kalabalık Türkmen kitlelerden diğer İslâm milletlerinin şikâyet etmesi üzerine, Anadolu Türkmen kitlelere yurt olarak seçildi ve Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'nun kapıları kesin şekilde Türklere açıldı (1071). Bunun ardından Anadolu'nun büyük kısmı Türklerin eline geçti. 13. yüzyılda büyük bir göç dalgası ile adeta Anadolu, Türkmen denizi haline geldi.
Sayfa 125 - KRİPTOKitabı okudu
Şialığın Doktrinleşmesi ve Büveyhîler
Devletin Kuruluşu
Ebu Hasan Ali, Merdavic tarafından Kerec valisi olarak ataning bunu bir fırsat bildi ve İran'ın güneyinde bir devlet kurmak için Deylem Kabilesi'nden birçok kişiyi etrafında toplamaya başlad Güneye doğru inerek İsfahan'ı işgal etti. (932) Bu olayı haber alan Merdavic, askerlerini toparlayarak İsfahan üzerine hareket Müttefiklerinin de yardımı ile Ali'yi İsfahan’dan uzaklaştırdı. Bu defa Ali, Fars'ı ele geçirdi; Abbasî valisi Yakut'u yenerek Şiraz' aldı. (934) Aynı sene Merdavic'le bir antlaşma imzaladı; lakin Merdavic bir yıl sonra öldü. Bu olay üzerine rahatlayan Ali, Merdavic'in ölümü ile Ziyariler'in zayıflayacağını biliyordu. Nitekim öyle de oldu ve Ziyariler çözülme sürecine girince, Merdavic'in ordusunda yer alan birçok Türk askeri, Ali'nin emri altına girdi. Bu takviyelerle ordusunu güçlendiren Ali, Hazar Denizi'ne kadar olan toprakların büyük kısmını ele geçirdi.
Büveyhî kardeşlerden Ali bu faaliyetlere girişirken, ortancaları Hasan, bütün Cibal bölgesine sahip olmuş, en küçükleri Ahmet ise Kirman ve Huzistan'ı almıştı.
Sayfa 122 - KRİPTOKitabı okudu
Şialığın Doktrinleşmesi ve Büveyhîler
Deylem Kabilesi
Bu dönemde Müslüman olan kabilelerden bir tanesi de Ali evlatlarından Hasan el-Utruş'un çabaları ile Müslüman olan ve Büveyhî Devleti'ni kuracak olan Deylem Kabilesi idi. Erdoğan Merçil, Büveyhîler hakkında şunları yazmaktadır:
"932 ile 1062 yılları arasında İran ve Irak'ta hüküm süren Deylem asılli bir hanedan. Hanedan adını Sasani hükümdarı Behram-i Gûr'un soyundan olduğu iddia edilen Büveyh bin Fenna Hüsrev'den alır. Deylemiler önceleri Mecusi ve putperest bir kavim iken, X. yüzyılın başında Ali evladından Hasan el-Utruş'un gayretleri ile Müslüman oldular ve Şiîliği benimsediler."
Deylem Kabilesi'nden Büveyh bin Fenna Hüsrev'in Ebu Hasan Ali, Ebu Ali Hasan ve Ahmet adlarında üç oğlu vardı ki bunların savaşçılık ve komutanlık yetenekleri ileri derecede idi. Bu üç kar deş ilk önce Gilanlı bir kabileye mensup olan Emir Makan bin Kaki'nin komutasında Sasaniler'in emri altına girdiler. Emir Makan sonraki zamanlarda Sasaniler'le ters düştü ve bu devlete karşı savaştı. Yine bir Gilanlı olan Merdavic, Sasaniler'in emri altında Emir Makanʼa karşı savaşarak onu yendi. Bu yenilgi üzerine Emir Makan, Taberistan'ı terk etmek zorunda kaldı. Üç kardeş, Taberistan ve Cürcan'da Ziyariler Hanedanı'nı kuran Merdavic'in emri altına girdiler.
Sayfa 121 - KRİPTOKitabı okudu
İmam Ali Nâki'nin İmâmeti
Hz. Hüseyin'ın Türbesi
Mütevekkil, Abbasî halifeleri arasında Ehl-i Beyt'e en fazla düşmanlık edendi. Öyle ki Mütevekkil kinini ve düşmanlığını dizginleyemeyerek Hz. Hüseyin'in mezarını yerle bir ettirdi. Mezarın etrafındaki yerleri tarla haline getirdi. Orayı dümdüz bir araziye çevirdi. Hz. Hüseyin'in kabrini ziyarete gelen insanlara ağır cezalar verdi. Bunlarla da yetinmeyerek Hz. Ali'ye -haşa- küfretmeye başladı. Kurduğu eğlence meclislerinde hokkabazlarına Hz. Ali'yi taklit ettiriyor, sonra bu manzaranın karşısına geçerek gülüyordu. Şiîler üzerinde de büyük baskılar kuruyor, onları zor durumda bırakıyordu. Mütevekkil zamanında Şiîler çok zor günler geçirdi. Ha pisler, işkenceler, ölümler, sürgünler...
Mütevekkil, ömrünün son günlerinde İmam Nâki'yi öldürmeye karar verdi. Bu işte de hizmetçisi Said'i görevlendirdi, fakat bu işi yapamadan bir gece önce kendilerine oldukça kötü davrandığı Türk kumandanı tarafından paramparça edilerek öldürüldü.
Sayfa 114 - KRİPTOKitabı okudu
Veysel’i uyarmak istedi :
— Aman Âşık dikkat et; dedi. Bu gelenler bizden değil, ikisi de Sünnî. Ona göre konuş haaa!
O anda oda, sanki sağır bir sessizlikle dondu. Kaşıklar elimizde kaldı. Âşık Veysel'in yüzüne baktım. Çiçek bozuğu yüzü, kararmaya başladı. Elindeki kaşığı, büyük bakır siniye atar gibi bıraktı. Başı bir süre göğsüne düştü. Elleri, çaresizlik içinde birkaç defa döndü durdu, sonra kızgın, kırgın bir sesle öfkesini boşalttı :
— «Yahu ne demek bunlar bizden değil sözü; Yahu ne demek alevîlik; ne demek sünnîlik? Hâlâ mı siz- biz kavgasındayız? Bu gelenler Türk mü? Türk! Müslüman mı Müslüman! İnsan mı? İnsan! Daha var mı «bizden değil, sizden değil» ayrı mı? Allah aşkına bırakın bu kafayı!/Syf.27
Hz. Hüseyin'in İmâmeti
Müslim Bin Akil'in Şehit Edilişi
Yezit bin Muaviye aldığı bir öneriye uyarak Kûfe valisi Numan bin Beşir'i valilikten azletti ve yerine sert bir kişiliği olan Basra valisi Ubeydullah İbn-i Ziyad'ı atadı. Emir kendisine ulaşır ulaşmaz yola koyulan Ubeydullah, akşamın ilk saatlerinde Kûfe'ye vardı. Ubeydullah'ı Hz. Hüseyin zannederek, karşılamaya gelen halk,
Sayfa 75 - KRİPTOKitabı okudu