Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta
Reklam
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Anarşi: Atsız, 12 Mart Müdahalesi'ni Öngörüyor Türkiye'de gittikçe artan sağ sol gerginliği 1968'de işgallere ve silahlı çatışmalara döndü. Deniz Gezmiş'in başlarında bulunduğu sosyalist öğrenciler 12 Haziran 1968'de İstanbul Üniversitesi merkez binasını işgal ettiler. 16 Şubat 1969'da Beyazıt Meydanı'nda çıkan
Bakış açısı, sadece romancıyı ilgilendiren bir konu da değildir. Herhangi bir romanı değerlendirmek isteyen bir eleştirmenin de bu konuda duyarlı olması gerekir.
Bir romanda, "anlatıcı" ile "anlatılan" arasındaki mesafenin dengeli bir çizgide tutulmasında, romanın dil ve üslubunun biçimlenmesinde, nihayet romanın sağlıklı bir yapıya sahip olmasında, seçilen ve uygulanan bakış açısının önemi büyüktür.
Reklam
Nihayet romanın kendine göre ruhu ve yapısı vardır. Masal ve destana kıyasla hesabı iyi tutulmuş, sağlam bir yapıdır bu.
Anlatıcı, anlatı sisteminin vazgeçilmez öğesi olduğuna göre, onu bu sistemin dışında düşünmek mümkün değildir; dün vardı, bugün de, yarın da var olacaktır.
Erken dönem romancıları, ilk zamanlar kendilerini bir destan sunucusu gibi görmüşler ve romancılarını, sanki bir okuyucu kütlesi karşındaymışçasına "yüksek sesle okunmak üzere" kaleme almaya özen göstermişlerdir.
Romancı Flaubert'in deyişiyle, hayata " hekim gözüyle" bakmalı, kalemi adeta bir "neşter" gibi kullanmalıdır.
308 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.