“Her devrimin savaşcıları, düşünürleri ve fırsatçıları vardır", diyordu bir Gazzeli. ”Bizim savaşçılarımız öldürüldü, düşünürlerimiz infaz edildi ve bize sadece fırsatçılarımız kaldı..."
“Arafat'a karşı öfke, onunla Tunus'tan gelen, her zaman ona sadık kalanları Arafat'ın kayırmaya başlamasıyla daha da derinleşmişti. Başkan'ın kendisi mütevazı yaşamaya devem ediyordu ama sürgündeki bazı yoldaşları Gazze'de malikaneler inşa etmişlerdi; en dikkat çekici tarafı ise bunların, dünyanın en kalabalık yerlerinden biri olan pislik içindeki mülteci kampına bitişik olmasıydı. Malikanelerden birinin yaklaşık maliyeti iki milyon dolar olarak tahmin ediliyordu, Ebu Mazen olarak bilinen ve daha sonra Arafat'ın yerine Filistinlilerin lideri olacak olan Mahmut Abbas için inşa edilmişti..."
Filistin ayaklanması, farklı dinlerden, sınıflardan ve cinsiyetlerden insanları, özgür ve bağımsız bir Filistin hedefine ulaşmak için birleştirmişti. Sorayda'nın duruma bakışı bu şekildeydi. Remzi'ye göreyse olay çok daha basitti: O yalnızca askerlerin ve yerleşimcilerin kendi vatanından gitmesini istiyordu. Cebel El Tavile tırmanabilmek, makineli tüfeklerin, dikenli tellerin ve yerleşimcilerin evlerinin olmadığı bir zirveden bakarak birleşmiş bir Filistin görmek istiyordu.