Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Kutsal kitabı okumuş olsaydın bir şey dikkatini çekerdi; Tanrı önce Adem'i yarattı, sonra da cenneti. Daha sonra Adem'i cennete koydu. Adem cennette olmasına şaşmıştı, bu ona doğal gelmemişti, değil mi? Havva'nın durumu başkaydı. O Adem'den sonra yaratıldı. Cennet'te yaratıldı. Cennet'in yerlisi. Sonra ikisi de cennetten kovulduklarında bu Adem ve Havva için aynı şey değildi. Adem ilk çıkış noktasına geri dönüyordu. Havva ise tersine doğduğu ülkeden sürgün edilmişti. Eğer bunu unutursanız, kadınlardan yana hiçbir şey anlayamazsınız. Kadınlar cennetin sürgünleridir…” Michel Tournier - Meteorlar
Zamanı harcama, o hayatın dikildiği kumaştır.
Sayfa 107 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
İyi uyudum, çünkü mutsuzluğum da uyudu. Hiç kuşkusuz yatağın dibine kıvrılıp yatarak geçirdi geceyi. Ondan önce uyandım ve birkaç saniye anlatılmaz bir mutluluk duydum.
'Zamanı harcama, o hayatın dikildiği kumaştır.' Michel Tournier
Zamanı harcama, o hayatın dikildiği kumaştır. Michel Tournier
Zamanı harcama, o hayatın dikildiği kumaştır. (Michel Tournier)
Reklam
Gece, yasakların ve kısıtlamaların topluca başkaldırısıdır. İşbirlikçi bir sessizliktir, temastır, aynı zamanda da ihlallerdir. Eğer hırsızlıklar, cinayetler, kumar, kaçmalar, fahişelik geceyi seçiyorsa, bunun tek nedeni karanlığın gözetimi güçleştirmesi değil, gecenin özü itibarıyla bir anarşi zamanı oluşundandır.
Akşam yemeğine oturduğumda masada yalnızca iki kişilik servis vardı. Babam beni kendine doğru çekti, elini başıma koydu ve törensel bir sesle şöyle dedi: “Oğlum, annen seni terk etti.” Bu sözler beni şaşırttı, çünkü annemin daha çok onu terk ettiğini anladığımı sanmıştım. Ama kuşkusuz “Karım beni terk etti” gibi bayağı bir cümle onun ağzında biçimlenemezdi. Bundan alabildiğine incindim. Bu yemek boyunca süren suskunluk çok korkunç oldu. Babam, annemi mutlu etmeyi bilmediği bir yana, benimle diyalog kurmakta da aciz olduğunu gösteriyordu. İçerisinde yaşadığım ortamın duygudan yoksun olduğunu işte o akşam anladım. Yemeğin sonunda elmamı elime alıp odama döndüm.
Kadınlara fitne tohumları ekenler en başta erkeklerdir. Rahibelerin bile aralarını açan, gidip günah çıkardıkları papaz değil midir?
Yalanın karanlığı ile saydamlığın kinizmi arasında, gerçeğin bilindiği ama ses çıkarılmadığı ya da bile bile görmezden gelindiği aydınlık-karanlık bir kesim vardır. Toplumda, nezaket kuralları bazı gerçekleri nobranca haykırmayı yasaklar.
Reklam
İyi bir anlatıcı kendini yenilemeyi bilmelidir.
Kızcağız, gönlünü kaptırdığı sevimli prensin geceleyin buharlı lokomotifin gürültüsünden farksız sesler çıkaracağını nereden bilsin? Gecelerinin horul horul horlayan bir adamın yanında geçtiğini görünce, ister istemez kendisine hayli acı bir felsefe geliştiriyor.
Delikanlılara evlenirken nelere maruz kalacaklarının söylenmesi gerekir.
Okudum; çünkü görünüşüm ve gözlüklerim bunu yapmamı gerektiriyordu.
Aptallığı derhal teşhis edebilirim ve insanın aptal olanını adeta kokusundan tanırım.
1.097 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.