Sevmek, sevdiğiniz kişinin her şeyini sevmektir.Sevmek, sevdiğiniz insanın bütün yaralı geçmişini, bütün acısını, bütün hastalıklarını üstlenmektir.
-Cezmi Ersöz
Öncelikle sevgili yazar güzelim Sam ve Dean ismini ne hallere getirdin ki nefret edilesi yaptın. Bu isimler benim için çok önemli oysaki.. Tamam kitap için tamameennn kötü diyemem. Yani fena olmayan kısımları da vardı. Okuması kolaydı ve zaman geçirmek için elinize alabileceğiniz şekilde yazılmış, yazarın gereksiz yere ikiye böldüğü bir kitap. Yani tüm hikayeyi tek kitap altında yazabilirdi. Ya yayınevinin ya da yazarın açgözlüğü bu iki kitap olması! Daha önce okuduğum kitaplardan, ordan buldun toplanmış şeyler vardı. Tanışma olayı aklıma "İlk Defa" kitabını getirdi mesela. Kız sürekli anormalliğini vurgularken ben daha geçmişinde başına ne geldi de bu hale geldiğini 100 kusuruncu sayfada falan öğrenebildim anca. Peter'a gelirsek ise keşke "kız arkadaşı" ölmeseymiş de terk etmiş olsaydı. Ben böyle bir olayı yaşayan insanın o ölen insanı aşamayacağına inanırım hep. O yüzden de Peter ve Sidney'in birbirine hislerini açıkladığı durum beni ikna etmedi. Yani birbirlerine hissettiklerine ne derseniz deyin ben hissedemedim. Kitabı önerir miyim, bilmiyorum. Ne beklediğinize bağlı birazda. O nedenle hiçbir şey beklemeyin bu kitaptan.
" Kendi duygularını fark edemeyecek kadar mı çok dağılmış bir haldesin? "
YaralıH. M. Ward · Aspendos Yayıncılık · 2014178 okunma
İngiliz/İsveç yazarların kendi ülkelerinde geçen olayları konu alan eserlerini genelde sevmem. Diyeceksiniz niye? Alışmışız bir kere Amerikan dizilerindeki o iletişim temellerinin bizdeki benzerliğine, bunu bu türlerde yakalamam zor olduğundan sevmemem.Ama Ejderha dövmeli kız ve Son 10 saniye adlı kitap bu düşüncemi sarsan yazar/eserlerden oldu. Olayların kurgusunu ve işlenişini oldukça beğendim. Cinayetlerdeki vahşet, bunun ardındaki komplolar, iki apayrı kanattan olayların akarak bir noktada kesişmesi iyi kaleme alınmıştı. Kahramanın kadın dedektif/polis olduğu romanlarda bu tiplemenin biraz asi, azıcık yaralı, bolca öfkeli ve mümkünse diplerde yüzüp çaktırmayan olanını severim.Buradada kadın kahramanımız böyle bir tiplemeydi işte. Adı gibi son on saniyeye kadar " hah işte herşey boşa gitti gördün mü" diye söylenip durduran bir heyecan vardı. Yazarın başka eserini okumamış olmama ve bunu da sadece Oku Oku'da kargoyu bedavaya getirmek için almama rağmen yılbaşı sürprizi gibi bir kitap oldu benim için.
Son 10 SaniyeSimon Kernick · Olimpos Yayınları · 20121,234 okunma
(...)
Annemin öldüğü gece kazıdım kafamı!
Kazıdım kafamı kafatasıma kadar!
Siyah bir tişört giydim, siyah bir pantalon
siyah çoraplar ve siyah botlar
Simsiyah bir palto giydim! Simsiyah bir gece giydim yüzüme!
Sana geldim yas tutar gibi
Sana geldim yağmur altında, bütün atları yaralı bir posta arabası gibi
Annemin elini öper gibi öptüm seni dudaklarından
'Beni annemin yanına gömme sakın' dedim sana
'Beni hiç gömme, ben hep burada kalayım'
'Bu evde çürüyeyim senin ıhlamur kokan yatağında'
'Bu evde dökülsün etlerim
yaz'ı kırarak sonbahara başlayan bir ağacın döktüğü yapraklar misali'
Annemim elini öper gibi öptüm yine seni dudaklarından
sonra alnıma götürdüm dudaklarını ince ince, kibarca
''Affet beni anne' dedim
'Affet, tüm bunlar bir ölünün hayatta kalma heyecanından!'
Nasılsın sorusunu 'sormak için' soranlara hep 'iyiyim' denir... Ama ben artık gerçekten iyiyim. Biraz eksiğim... Biraz fazla olsam ne fark eder? İyiyim işte.