"Gerçekler öldürmez. İnsanları genellikle öldüren, bilinçli olarak yaşanınca gerçeği ortaya çıkarabilen duyguların bilinçten itilmesi, yok sayılıp bastırılmasıdır."
Sayfa 13 - Profil Kitap
"Anne olunca nihayet odak noktası konumuna gelmiş olursunuz çünkü bir çocuğun gözleri anneyi her an,her yerde izler..Eğer bir kadın bütün bu ruhsal ihtiyaçları kendi annesinde doyuramamis ve bilincinden itip yok saymak zorunda kalmışsa ne kadar eğitimli olursa olsun,bir çocuk doğurup anne olunca bütün o bastırılmış ihtiyaçlar bilinç dışının derinliklerinde devinmeye ve doyuma erişmek için bu anneyi zorlamaya başlar.Çocuk annesindeki bu devinimleri açıkça hisseder ve kendi sıkıntılarını,açliklarını ifade etmekten vazgeçer.
Çocuk kendini korumaya almak ve ana babaya yaranabilmek için sahte bir benlik geliştirir.
Ana/baba aradıkları,kendilerinde var olan özgüven eksikliğini ikame edecek olan onay ve kabulü nihayet çocuğun sahte benliğinde bulmuşlardir ve bulunduğu durumda kendi özgüvenini oluşturamamis olan çocuk da başta bilinçli olarak,sonra da bilincinde olmadan ana/babasına bağımlı hale gelmiştir.."
"Sağlıklı insan,başkalarının hayranlığını kazanmak için didinmez;şöyle ya da böyle görünmek için hiç bir şey yapmak zorunda değildir.Sağlıklı insan kendine rahatlıkla ne isem o olma,öyle görünme iznini verebilen bir kişidir."
Altın Adam
Bir zamanlar beyni tamamen altindan olan bir cocuk varmis. Cocuk birgun basindan yaralanip alnindan kan yerine biraz altin akinca ana/babasi bunu fark etmis. Ana/baba bundan boyle cocugu herkesten sakinmaya baslamislar, altin beyninin calinmamasi icin onu baska cocuklarla oynatmamislar. Cocuk buyuyup dunyayi gezip gormek istedigini soyleyince, annesi onu karsisina almis. "bak" demis, "biz senin icin neler yaptik;zenginliginden pay almak hakkimiz degil mi?" bunun uzerine cocuk beyninden buyuk bir parca koparip bunu annesine vermis. Kendisi de zenginliginden yararlanip gorkemli bir yasam surmus. Fakat bu eglenceli gunlerini birlikte gecirdigi arkadasi, bir gun onun beyninden parcalar calip ortaliktan kaybolmus. Altin beyinli adam sirrini bundan boyle kimseye acmamaya ve bir is bulup calismaya karar vermis. Gunun birinde cok guzel bir kiza asik olmus. Kiz da onu seviyormus. Fakat adamin ona kat kat aldigi guzel gisyilere duydugu sevgi adama olan sevgisinden hic de az degilmis. Altin beyinli adam kizla evlenerek mutlu olmus. Ancak guzel karisi iki yil sonra olunce, adam onun gorkemli bir torenle gomulmesi gerektigini dusunerek beyninde kalan butun altinlari bunun icin harcamis. Zaman gecmis, beyni tukenmis adam dalgin, yoksul ve mutsuz halde sokaklarda yalpalarken bir dukkanda karisina cok yarasacak olan guzel kucuk cizmeler gormus. Karisinin artik yasamadigini unutarak -belki de bosalan beyni artik calismadigindan- cizmeleri satin almak icin dukkana girmis ve o anda yere yuvarlanip kalmis. Satici yanina gelince yerde bir olunun yatmakta oldugunu gormus. Bu oyku uydurma gibi gorunse de bastan sona gercektir. Yasamlari boyunca bazi seylerin ancak bir yudumuna kavusmanin bedelini ozunden, iliginden odemek zorunda olan insanlar vardir.