Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kütüphaneci Aranıyor!
Cemal Nadir Güler - AMCABEY - SAYI: 1 - 1942 nadirkitap.com/amcabey-sayi-1-... Cemal Nadir Güler Amcabey - SAY: 2 - 1942 i.hizliresim.com/fvpeu5t.jpg Cemal Nadir Yüz Yaşında Hazırlayan: Cihan Demirci nadirkitap.com/cemal-nadir-100... Hilmi Yücebaş - Cemal Nadir ve Amcabey nadirkitap.com/cemal-nadir-ve-...
Okuduğum kitapları tek bir yerde toplamak amacıyla oluşturduğum iletimdir.
🌸 Kitap sayısı: 249 • İletinin çok uzun olması sebebiyle pdf'leri tek tek değil, yazar klasörüyle paylaşarak güncelledim. ••• A ••• Abdurrahim Karakoç • PDF: drive.google.com/drive/folders/1...
Reklam
Büyük Adamlar Anlaşılmak İster. İzinde vefayla, okuyarak ve anlayarak...
Hilmi Yücebaş kitabında o gün yaşanan bir hadiseyi şöyle anlatıyor: "Sene 1938, 10 Kasım... İstanbul Üniversitesi’nde saat 9’u 5 geçenin meşum haberi duyulmuş... Bir Alman profesör var, Hukuk Fakültesi’nde, o da duymuş, şaşırmış. Derse girsin mi, girmesin mi, bir türlü karar veremiyor. O sırada aklına rektöre müracaat etmek geliyor. Kalkıyor, yanına gidiyor. Aralarında şu konuşma geçiyor: 'Efendim, mütereddidim¹. Acaba ne yapsam?' Rektör ise şöyle yanıt veriyor: 'Sizde büyük bir adam ölümce ne yaparlarsa, onu yapın." İşte o zaman Alman profesör kollarını iki yana sarkıtarak diyor ki: 'Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki...' " Mustafa Kemal Atatürk'e saygı, sevgi ve özlemle... ¹ Kararsızım. Not: Yazı içeriği altta bulunan 'İşte Atatürk' adlı siteden "Büyük Adam Ölünce" başlığından alıntılanmıştır. isteataturk.com/g/icerik/Buyuk-... Kaynak: Atatürk'ün Nükteleri - Fıkraları, Hatıraları, Hilmi Yücebaş, İstanbul, Kültür Kitapevi, 1963. Sayfa: 39
m kemal e katılmıyoruz
Bir gün Hacıbayram Camii’ne gittik. Gazi Mustafa Kemal Paşa da beraberdi. Ben o zaman Ekonomi Bakanı1 idim. Camiden tekbirle çıktık. Meclise geldik. Bir de müezzin geldi. Müezzin ezan okudu. Meclis kapısından içeri gireceğimiz zaman, Gazi’nin önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi. Gazi ne istediğini sordu. İmam ellerini kaldırdı: -“Dua etmeden girilmez” dedi. Gazi: -“Bu yurt Mehmetçiğin süngüsüyle kurtarıldı ve bu Meclis onun çabasıyla kuruldu; yoksa senin duanla değil. Çekil oradan” dedi ve imamı eliyle iterek Meclis’e girdi. Meclis Başkanına da: -“Türk askerinin yerine neden bu imamı koydunuz?” Diye darıldı. (Mahmut Esat Bozkurt1, Tan, 10 Ekim, 1946)2 1 Mahmut Esat (Bozkurt), (1892-1943), Hukukçu, Milletvekili, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Adalet Bakanıdır. 2 Hilmi Yücebaş, Atatürk’ten Nükteler, Fıkralar ve Hatıralar, 2. Baskı, Kültür Kitabevi, İstanbul 1973. s. 125-126 Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009
GAZİ YUSUF ÇAVUŞ Gazi Mustafa Kemal Paşa, Eskişehir 'in köylerini gezerken, asırlık çınar ağaçlarının gölgesindeki bir köy kahvesinin önünde durur. Salih Bey' e ; "Bu çınarları hatırlıyorum...." der. Zaferden sonra bir gün yolu o köye düşmüştür. Eski hatıraları anmak için arabasından inip, büyük bir rahatlıkla köy kahvesinin harap sandalyesine oturur. Biraz sonra kahveci ona, köyünün tek ikramı olan ayranı temiz bardaklarda getirir, Gazi çok memnun olur. Yaşlı kahveciye sorar ; -"Yusuf buralarda yaşanan savaşı hatırlıyormusun?" -"Nasıl hatırlamam Paşam, emrinizde çavuştum!" -"Emrimde mi?" -"Bütün kuvvetlerin Başkumandanı değil miydin, Paşam? Hep emrinde savaştık." Büyük kurtarıcı zeki köylüyü takdir eder ; -"Aferin Gazi Yusuf Çavuş!", deyince, eski asker ellerini bağlar : -"Estağfurullah, Paşam! Gazi sizsiniz!" Bunun üzerine Gazi : -"Rütbe başka... Fakat harpten dönmüş iki asker olmamız sıfatıyla ikimizde gaziyiz!" der ve tepside duran ayranlardan birini bizzat eliyle çavuşa vererek, ilave eder ; -"Şerefine Gazi Yusuf Çavuş!" -"Şerefte daim ol Paşam!" Daha sonra ağlamaktan ayranı içemeyen kahveciye, o zaman için büyük bir para olan yüz lira vererek, gülümser ; -" Allahaısmarladık, silah arkadaşım!" Kaynak : 1-Hilmi Yücebaş, Atatürk’ten Nükteler, Fıkralar ve Hatıralar, syf 105 2-Aksel Keskin, Atam Sensin, syf 381
Edebi Fikir Sayfasi
15 Maddede Yahya Kemal  1. Ahmet Agâh, Osmanlı İmparatorluğu içerisinde bulunan Üsküp’teki İshakiye Mahallesi Gazi İshak Bey Camii yanında bulunan büyükannesi Âdile Hanım’ın evinde dünyaya gelmiştir. Tarih, 2 Aralık 1984. Rumeli beylerinden Şehsuvar Paşa’ya dayanan soyu nedeniyle daha sonra “Beyatlı” soyadını kullanmıştır. 2. Gençliğinde birçok
Reklam
"Mehmed Akif Ersoy Okuma Etkinliği" (26.05.2020 - 15.07.2020)
Merhabalar, öncelikle herkesin Ramazan Bayramı’nı kutlarım. Rabbim daha nice bayramlara ve Ramazanlara hayırlısıyla kavuşmayı ve hakkıyla istifade edebilmeyi nasip etsin inşallah. Fark eden okurlar olmuştur belki, bir süredir Mehmed Akif üzerine okumalar yapıyorum. Bu süreç bilinçli bir program dahilinde de olmadı. İsmet Özel “Kitaplar insanı
Kimileri akılsızlıkların mutluluğunu sürerken, kimileri akıllılıklarının acısını çekmişlerdir. Neyzen Tevfik, Hilmi Yücebaş
Biyografi kitapları (yine buluntu) [yadi.sk/d/HYo538H_sR5AAQ](yadi.sk/d/HYo538H_sR5AAQ) Abdulbaki Gölpınarlı - Müminlerin Emiri Hz.Ali Abdülbaki Gölpınarlı,P.N.Boratav - Pir Sultan Abdal Abdulhalik Bakır - Ali B.Ebî Talib(Hayatı,Kişiliği ve Faaliyetleri) Abdülkadir Erdoğan - Fatih Devrinde İstanbulda Bir Türk Mütefekkiri Şeyh
Reklam
30 Ağustos Zafer bayramımız kutlu olsun.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türk askerinin ölçülmez kıymeti hakkındaki fikrini tarihi bir cümlesiyle ifade etmişlerdi. 1924 yılı Ağustosunda, Kastamonu’da asker koğuşlarını ziyaretten çıkarken; “Bir Türk, on düşmana bedeldir” yazılı levhayı gördü. Subaya levhayı göstererek sordu: -“Öyle midir?” -“Evet Paşam.” -“Hayır, çocuğum, bence öğle değildir. Bir Türk dünyaya bedeldir.” 1 Hilmi Yücebaş, Atatürk’ten Nükteler, Fıkralar ve Hatıralar, İstanbul 1973, s. 104 Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009
Büyük Adam Ölünce:
Sene 1938, 10 Kasım... İstanbul Üniversitesi’nde saat 9'u 5 geçenin meşum haberi duyulmuş... Bir alman profesör var, Hukuk Fakültesinde, o da duymuş, şaşırmış. Derse girsin mi, girmesin mi bir türlü karar veremiyor. O sırada aklına rektöre müracaat etmek gelir. Kalkar, yanına gider. Aralarında şu konuşma geçer: - "Efendim, mütereddidim. Acaba ne yapsam?" - "Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa, onu yapın." İşte o zaman Alman profesör kollarını iki yana sarkıtarak: - "Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki... der." Kaynak: Atatürk'ün Nükteleri - Fıkraları, Hatıraları, Hilmi Yücebaş, İstanbul, Kültür Kitapevi, 1963. Sayfa: 39
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.