Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1982 Anayasası’nın tartışılmaya açıldığı günlerde Köksal’ın Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal’e yazdığı ve o günlerde gazetemizde yayınlanan 14 Temmuz 1982 günlü mektup da şöyle: 1961 Anayasası Atatürk ilkelerine ve Türk toplumunun yapısına uygundur. “1961 Anayasası bazı siyasal partiler tarafından kasıtlı olarak uygulanmadığı için Türkiye 12 Eylül ortamına girmiştir. Anayasalar toplumu daha ileriye götürecek biçimde değiştirilebilirler. Ancak, 1982 Aldıkaçtı tasarısı, Türk toplumunu çok gerilere götürecek, otoriter bir rejim doğuracak ve Atatürk ilkelerini yozlaştıracak biçimde hazırlanmıştır. Bu tasarı ne Türk milletine, ne de Türk ordusuna yakışmaktadır. Bu tasarı, Türk milletinin ve Türk ordusunun düşünce yaşamından çıkarılmalıdır. Yakılmalı ve külleri çok derinlere gömülmelidir. Zira Türk ordusunun yönetiminde bu tür anayasa tasarısı ortaya konması içte ve dışta orduyu üzecektir. Eski Milli Birlik Komitesi üyesi Osman Köksal
Bu düşünce sistemini benimseyenler için de tıpkı kapitalizm ve sosyalizmde olduğu gibi ekonomik sistemin temel amacı “toplum refahını” sağlamaktır. Yalnız bu amaç ne kapitalist yoldan, ne da sosyalist yoldan sağlanabilir. Kapitalist düzen “liberalizmi” esas alır ve bireyi her şeyin üstünde tutar, insanları piyasa mekanizma-sının insafsızca işleyen ve zayıfı ezen dişlilerinin içine atar. Sonuç, adaletsiz, israf ve başıbozuk bir gidiştir. Karma ekonomiyi savunanlara göre kapitalist düzene sosyalist düşünürlerin yönelttikleri eleştirilerin büyük bir çoğunluğu haklı ve yerindedir.
Reklam
Olaylar Silahlı Kuvvetleri bir ihtilale sürüklemekteydi. 27 Mayıs İhtilali’ni gerçekleştiren MBK üyeleri, iktidarı bir an önce sivillere bırakmak istiyordu. Aydemir ve arkadaşları “Geçici bir süre köklü reformlar yaptıktan sonra ve sosyal adalet düzeni kurulduktan sonra” seçimlerin yapılmasını savunuyorlardı. Bu “geçici” süre ne kadardı? Bunu bilen yoktu.
İşte arslan ve asil kardeşim, benim ifadeye çalıştığım naçiz fikirlerim bunlar. Bu memlekette subay düşmanı bir kitle vardır. Evlatlarını (...) Menderes’e kurban edecek cahiller ve partizanlar da sayısızdır. Hâlâ geçmiş ve gelecek parti hülyaları ve saltanatı içinde birbirlerine ve bizlere hasım durumda milyonlarca vatandaşımız vardır. Elinizde olan meşru ve mukaddes kılıcın hiçbir zaman müstakbel devlet otoriteleri üzerinden eksik edilmemesi ve silahlı kuvvetlerimizin her zaman perde arkasında ve nazım durumda olması benim şahsi dileğimdir. Cenabı Hak’tan muvaffak olmanı bütün kalbimle diler, hasretle seni kucaklarım aziz kardeşim. Daima daha yüksek mertebelere.
Siyasal iktidarı birinci hareket tarzına karşı, uyaran ordu üst kademe personelini emekliye ayırabilir, Fakat, ikinci hareket tarzına karşı bir harekette bulunamaz. İktidar dış güçlerden yardım umabilir. Fakat süratle hareket etmemiz bunların da yardımını önler. İktidar yöneticileri sağa sola saklanabilirler. Bu durum da hareket tarzımıza etki yapmaz. Bu konuşmadan sonra kararımızı açıklayayım: Karar: Cumhuriyeti, çok partili özgürlükçü rejimi ve Atatürk ilkelerini kollamak ve korumak amacıyla, komite öncülüğünde ve halkın desteğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’yle, siyasal iktidarı, iktidardan düşürmek ve kısa bir süre için iktidar olmaktır.”
Her ne kadar siyasal iktidarın başlangıcından beri, bazı hukuk dışı davranışlarına, belirli bir çevre yararına uyguladığı sosyal ve ekonomik yapıyı savurgan, enflasyoncu, plansız politikasına tanık oluyorsak da, tüm ordu ve millet bunun bilincine varmış değildir. Sağlam çözüm, ordu ve milletin bu durumu kavramış olmasına bağlıdır. İktidar yöneticilerinin kişilikleri, sonu gelmeyen iktidar istekleri, belirli bir çevre yararına uyguladıkları sosyal ve ekonomik yapı, savurgan, enflasyoncu, plansız tutumları dikkate alınırsa, er ve geç, kendilerini diktatörlük yoluna, ordu ve milleti de ihtilal ortamına sokacaktır. Bu ortamı sabırla bekleyelim. Siyasal iktidar bu aşamaya geldiği zaman ihtilal kaçınılmaz olur. Gerek ordu ve gerek millet tüm olarak ihtilale katışır ve ihtilali onaylar.
Reklam
Köksal, anılarında bu düşüncelerini dile getirdiğini, Talât Aydemir’in de bir sağa, bir sola dönerek, sandalyesinde rahat oturduktan sonra, “Osman, siyasal iktidar özgürlükleri kısıtlar ve baskı rejimine doğru giderken, halk-iktidar çatışması başlar, memleket bütünlüğü tehlikeye düşerse, orduya bu durumlarda düşen görev yok mudur?” diye sorduğunu anlatıyor. Köksal, ordunun “Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi” bulunduğunu Aydemir’e anlattığını yazar.
Attilâ İlhan ile söyleşi: Çağdaşlık ile Batıcılık
Attila Bey, sizinle, Batı, Batıcılık, çağdaşlık kavramları, Türkiye yakın tarihinde bu kavramların dönüşümü, bugünkü durum, Batı’yı aşmak mı ya da onun kuyruğuna takılmak mı sorusu; bütün bunları içeren hem kavramsal, hem de tarihsel bir söyleşi yapalım istedik. Bunlar tartışılan, gündemdeki ciddi konular. Benim gündemimde 40 senedir
Atatürk İlkeleri
Anayasalar toplumu daha ileriye götürecek biçimde değiştirilebilirler. Ancak, 1982 Aldıkaçtı tasarısı, Türk toplumunu çok gerilere götürecek, otoriter bir rejim doğuracak ve Atatürk ilkelerini yozlaştıracak biçimde hazırlanmıştır. Bu tasarı ne Türk milletine, ne de Türk ordusuna yakışmaktadır. Bu tasarı, Türk milletinin ve Türk ordusunun düşünce yaşamından çıkarılmalıdır. Yakılmalı ve külleri çok derinlere gömülmelidir. Zira Türk ordusunun yönetiminde bu tür bir anayasa tasarısı ortaya konması içte ve dışta orduyu üzecektir. (14 Temmuz 1982 Osman Köksal)
Sayfa 181Kitabı okudu
Bazı tarihi anlar vardır ki bu anlarda susmak, İnsanı ömrünün sonuna kadar kendi nefsine karşı suçlu durumuna düşürür.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
262 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Geçmişteki Darbeler
Yazar ,kitabında geçmişte yaşanan darbeleri anlatıyor. Dili sade ve yalın. Ayrıca akıcı da.Bölümler halinde yazmış, yaklaşık 10 bölüme kısımlandırmış.Okumak da fayda var .Yazarımıza bir kez daha Allah rahmet eylesin ,mekanı cennet olsun .
İnkılap Mektupları
İnkılap MektuplarıUğur Mumcu · Tekin Yayınevi · 199574 okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Şairin ilk kitabıymış ve İnkılap kitabevi şiir ödülünü şair, bu kitabıyla almış. Duygularini çok değişik şekillerde ifade etmiş. En beğendiğim kısımları alintiladim. Bu kitabından sonra yazdığı Ah'lar Ağacı kitabını çok beğendiğim için şairin bu kitabını da okudum. Duygusal, gerçekten çok orijinal ve güzeldi ama Ah'lar Ağacı kitabındaki şiirlerinde şair, kendini siir yazma konusunda çok daha fazla geliştirmiş olacak ki o kitabını çok fazla beğenmiştim. En son da "Pulbiber mahallesi"ni yazmış, onu da merak ettim doğrusu. Şiirlerin içinde insanı eskiye götüren nostaljik kavramlar da mevcut, unutulmuş kavramlar denilebilir belki de. Şair gözyaşlarından, annesinden , komşu kadınlardan, kuşlardan, kedilerden ve daha bir çok şeyden dem vuruyor. Zamana çatıyor, kaderden kaçamazsın diyor. En sonunda Polyanna ile dertlestigi mektupları varyani kendine yazdığı mektuplar sanirim. Başta grapon kağıtlarından bahsedis , en son da Polyanna'dan merdivenlere grapon kağıtları asıp ondan sonra kaçmasını istemesi. Sanırım şair, mutluluk oyununu bıraksa da içinde en son renklerden kalma bir neşenin, umudun kalmasını istiyor. Rahmetle...
Grapon Kâğıtları
Grapon KâğıtlarıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 201214,1bin okunma
262 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
İhtalal mi ??? Darbe mi ??? Yaşananlar.....
27 Mayıs 1960 darbesine giden yolda subaylar tarafından yapılan gizli örgütlenme nasıl yapıldı??? Darbeye "ihtilal" denmesinin sebebi neydi??? Askerler darbe yapma gereğini neden ihtiyaç duydular?? Darbe hangi şartlar altında nasıl yapıldı ??? 27 Mayıs ihtilali esnasında Cumhurbaşkanı Bayar'ı teslim alan, 1971'de 9 Mart cuntasının içinde bulunan ve yargılanan senatör Osman Köksal'ın ölümünde sonra ortaya çıkan mektuplar, anılar ve yazdıkları ile Uğur MUMCU bir döneme ışık tutmaktadır. Ne var ki darbe yapanlar, hep kendilerini vatan kahramanı yapmaya çalışırlarken, darbede görev alan diğer subaylar kendilerine göre gerçeği nasıl olduğunun açıklamaya çalışmaktalar... Darbeye teşebbüs eden ve Cumhuriyeti kurtarıyoruz diyen subaylar daha sonraki dönemde kendilerinin de yargılancaklar ve vatan haini ilan edileceklerdir. Üst kademenin haberi olmadan yapılan darbeye iyi hazırlanan subaylar darbe yapılırken jandarma ve emniyet bu süreçte ne yaptıkları anılarda olmadığı için kitap eksik kalmış. En ilginç olan taraf ise Cumhurbaşkanını herkes ben teslim aldım diyerek kendi reklamını yapmak ve Milli Komite de yer kapmak derdine girereken, darbeye karışan 14 subayın kadroya almamamk için yurtdışına sürgün edilmesi... 27 Mayıs süresicine nasıl gidildi, nasıl hazırlandı, sonrasında neler olduğunu merak edenler için kısa ve öz okunması gereken bir kitap....
İnkılap Mektupları
İnkılap MektuplarıUğur Mumcu · Tekin Yayınevi · 199574 okunma
Hürriyet hareketinin parolası: İNKILAP, işareti: EL KALDIRMA Idi.
Sayfa 231 - MumcuKitabı okudu
27 ihtilâli, Babıali baskını gibi cesur ve ser- dengecti bir avuç subayın, yani bireylerin gerçekleştirdiği bir hareket değildir. 27 Mayıs ihtilali, hazırlıkları aylar ve yıllara uzanan gizli örgütün riskli çalışmaları sonucu ordu birliklerinin katılmasıyla gerçekleştirilmiş planlı ve koordineli bir harekâttir
Sayfa 222 - KüçükKitabı okudu
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.