13-15 gibi herkesin çocuk diye atfettiği yaşlarda bu kitabı kaleme alan bir yazarı ve ilk kitabını sizlere sunmaktan büyük mutluluk duyduğumu belirterek cümlelerime başlamak istiyorum.
Alzheimer hastası yaşlı bir adamın gözünden yazılmış olan satırlarda, hayata, insanlara kısaca her şeye olan bakış açısını net bir şekilde görebildiğiniz, kendine has kurgusu ile roman-deneme arası türe sahip bir kitap İnsan Yaratmak. Arka kapak alıntısı ve genel olarak ele alınan alıntılarına baktığımda yaşamdaki mutluluğu arayan bir öykü okuyacağımı sanırken, insan olmanın insan kalmanın sorumluluğu ve bilincinde olabilmenin gayesi karşıladı beni. Kendim gibi hayatı erken yaşta(?) sorgulamaya başlayan bir yazarla karşılaşmak bana çok tanıdık geldi ve kendi hayatıma yolculuk yaptırdı. Erken yaşta diyoruz ama kime göre ve neye göre işte orası tartışılır. Çünkü hayat herkesi farklı yaşta olgunlaştırır.
Kitaba dönersem, pek çok kişi gibi kitabı elime aldığımda böyle güçlü bir edebiyat, insanın ruhuna işleyen bir üslup en önemlisi daha önce pek rastlamadığım bir kurgu beklemiyordum. Kurgudan ziyade düşüncelerin ön planda olduğu bir yazın İnsan Yaratmak. Okudukça farklı iklimlerde gezindim, pek çok cümlenin altını çizdim. Demem o ki hiçbir şey göründüğü ğibi değil. Gerçekten çok severek okuduğum, edebiyata da doyduğum bir kitap oldu.
Desteklenmesi gereken genç yazarlarımız ve güçlü kalemlerimizin artması için herkese tavsiye ederim.
İnsan YaratmakEray Erden · Perseus Yayınevi · 201912 okunma
Kitabın konusu arka kapak alıntısı ile özetlemek isterim. Kısa keyifli bir okuma oldu. Bir saat sürmeden bitirebileceğiniz dram. Okurken keyif alacaksınız. Konusu ise; Leonardo'nun ailesi ve damadın ailesi arasında eskiden beri süregelen bir kan davası vardır.Gelinin düğün günü eski nişanlısı Leonardo ile kaçması bu kan davasını daha da kuvvetlendirmiştir.Damadın annesi bu olaylardan dolayı kocasını kaybetmiş ve oğlunu da kaybetme korkusunu sürekli yaşamaktadır.Gelin Leonardo ile nişanı bozduktan sonra Leonardo gelinin ailesinden biri ile evlenir.Gelinde bunun üzerine Leonardo'nun kan davalı olduğu ailenin oğlu ile nişanlanır.Leonardo ile gelin arasındaki aşk artık kana bulanmıştır.Damat ise bu olayları görmezden gelip,gelini hala sevmektedir.Gelinin nişanlanması Leonardo'yu çılgına çevirmiştir.
Arka kapak yazısından ;
“Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar? Aynı ana babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardeş olur mu çocuklar? Yıllar kalbini dağlasa da içlerindeki o kor söner mi aşıkların?
Her şeyi aşikar olanların sakladıkları sırlar daha mı çoktur?”
Sen bekle ecik, bir yağmur yağacak düzelecek her şey...
Bu arka kapak alıntısı ile beni kendine çekti kitap. Yazarin iç anadolu ağzından da bolca kelimelere yer vererek birbirinden güzel öyküler yazması çok hoşuma gitti. Ilk kez kalemi ile tanıştım ve çok sevdim. Kısacık bir kitap ama içinizi ısıtan öyküler dolu.
Kitaba adını veren öyküyü çok sevdim ama bitişi daha farklı hayalledim kendimce. Tam da istediğine kavuşamadı Ah Mercimeğim sanki. Aslı'yı okuduk durduk. Saf ve temiz bir aşktı ya Aslı başta görmek istemedi sanki. Yine sonu güzel bağlanmış tabii. Diğer öyküler de bunun kadar güzeldi.
Yazarın bir kitabını daha okumak istiyorum.
Önce La Diyelim kitabıyla başlamak istedim. Çünkü "Lâ" demek "hayır; yok; reddetmek" demektir. İmanın başı; insanın kendi heva, heves, nefsî arzularının, nefsinin diktiği bütün putları, tabiri caizse bir "Lâ" balyozuyla paramparça etmektir. Bunu yapmazsak, istersek