Kimse
Anıları kırptım Hayallerimden Yamadım yarama Kalbimde bekleyen aşkı Umutları topladım Bahçelerimden Fısıldadım bağrıma
Rüzgar
Bu dağların bir rakibi varsa rüzgardır. Rüzgar burda tek başına bir hükümdardır. Burda insan duman gibi genişler, büyür. Bu dağlarda ıstıraplar, sevinçler büyür. Buralarda her düşünce sona yakındır, Burda her şey bizden uzak, ‘O’ na yakındır. Burda yoktur insanların düşündükleri, Rüzgar siler kafalardan küçüklükleri. Yanağıma çarpar geniş
Reklam
Ne demeli...
Bu siteyi sadece okuduğum kitapları takip etmek amacıyla kullandım bugüne kadar. Bundan sonra da o şekilde kullanacağım. Küçük yavrum var pek de zamanım yok. Bu sebepten inceleme yazamıyorum ve okuyamıyorum. Kitap okumak bile benim için büyük iş. Alıntı yapmak daha kolay oluyor ve geriye dönüp baktığımda kitaplarımdan küçük parçalar okumak istiyorum. Bu amacım dışına çıkmak da istemiyorum. Neyse... Yine bu gece alıntı yaptıktan sonra şöyle bir bakayım ne var ne yok diye dedim. Karşıma Peygamberimizin Sünnetleri diye bi ileti çıktı. Ve okurken akıl tutulması yaşadım resmen. Yastıkla uyumaktan sebze yıkamaya kadar bir sürü gündelik işler aslında. Hatta bazıları yaşamsal faaliyetler diyebiliriz. Ve yazan kişi kaynak da belirtmemiş. Ordan burdan alınıp bir şeyler yalan yanlış şekilde yazılmamalı buraya. Birileri oturmuş ve resmen dalga geçer gibi yazmış. Herkes de yorum olarak allah razı olsun vs. Arkadaş "sorguladığında kafir olursun. Din sorgulanmaz." Yazmış. Yahu bu insanların inandığı dinin kutsal kitabında "hiç akletmez misiniz, düşünmez misiniz" yazıyor. Bilime ve bilgiye rahatlıkla ulaşabileceğimiz şu çağda ışıkları kapatanlara rağmen yeni ışıklar yakmalı. Çok okumalı...Doğru okumalı...Herkese iyi okumalar dilerim.
Geceler benim, Ay senin olsun. Uyku tadında bir hikaye anlatmak için sana geldim. İnanmazsın dimi bu yalana, bilirsin uyuyamadığımı; bilirsin elbet. Bırak bir müddet daha karışsın gece ile gündüz, kaybolsun zaman ve sürüklensin ruhum. Yıldızsız gecenin karanlığında ışığım olduğunda gözlerin, uyurum elbet. Sana, senle doğacak yarınlara uyurum. Açma
macera dolu hayatımdan..
geçtiğimiz cumartesi gecesi saat iki gibi üç arkadaş açık tekel arıyoruz. bir iki tekele baktık, kapatmışlar. bildiğimiz diğer tekele bakmaya gidiyoruz, bu tekelin olduğu sokağa iki yüz metre civarı kala baktık tekelin ışığı açık. son dakika kapatmadan yetişelim diye hızlı gidelim dedik birbirimize. bu sırada hafif kafası kıyak arkadaş bize; "durun lan ayakkabı bağcığım açılmış, onu bağlayayım da hızlı yürürken düşmeyeyim." deyip ayakkabı bağcığını bağlamak için eğilirken o kafayla o kafanın üzerine yere düştü. düştü ama çuval gibi düştü, ses soluk yok. arkadaşa; "lan şuna bi' şey de." diyorum arkadaş; "yattığı yer incitmesin." diyor. bunu duyan düşen arkadaş, lan ben ölmedim piç diyor aynı arkadaşa. o da düşen arkadaşa lan sen öldün diye demedim, düştüğün yerde inşallah taş yoktur da kafan gözün yarılmamıştır diye temenni olarak dedim onu diyor. sonra ben bu muhabbete koptum, sonra diğer arkadaş yere düşen arkadaşa ve bu muhabbete gülen bana kızıp hadi ama ya tekel kapanacak dedi. o sırada tekele baktık ışıkları sönmüştü. sonra biz de kalkıp geri el yapımının başına döndük. yani? yani bir şeye kararından fazla tepki gösterince bir şeye erişme fırsatını kaçırıyorsunuz. yani? yani sizin fazla tepki göstermenizden şikayetiniz yoksa boş verin fırsat kaçsın.
Ellerim uykuluyken ne eskiye, ne şimdiye tutunabiliyorum. İki uyku arasında güçlü bir omuz yok. Hep korkak omuzlar. Çöp. Yatağın altı elma çöpleriyle doldu. İki uyku arasında koca bir elmayı gözlerim kapalı yerken ona benziyorum. Kimseye benzemek istemedikçe, en çok babama benziyorum. Acı, sarı ve uykulu bakıyorum. elma çöplerini yatağın altına
Reklam
165 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.