Gorki, Artamonov Ailesi’ni yazdığında elli yedi yaşındaydı. Kitabın yazılması üzerinden on yıl kadar bir süre geçtikten sonra hayli kuşkulu bir ölümle hayata veda etti Gorki.
Eğer romanın yazarını bilmeden okuyup bitirseydim yine Gorki yazmış derdim.
Ailenin kurucu üyesi Büyük Artamonov’un tipik bir Gorki kahramanı olarak karşımıza çıkmasıdır.
İnsanların başına bir çoban gerek.
Yufka yürekli olmayacaksın bu dünyada. Bak, serflik zamanı kimsenin derdi yoktu. Köleliğe katlanıyorlardı. Özgürlüğü kaldıramıyorlar…
İnsanların mal gibi alınıp satılmasına olanak veren toprak köleliğinin kaldırılmasının ardından, fabrikaların kurulması ile birlikte işçi sınıfı oluşur; yine hor görülüp boğaz tokluğuna çalıştırılan insanlar...
İnsanoğlunun olduğu her yerde adaletsizlik vardır... Bir taraf açlık sınırında yaşarken diğer taraf lüks içinde bir ömür sürer. Bunun için tek çözüm bilinçlenmektir. "Bilinçleninceye kadar başkaldırmayacaklar ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemeyecekler." (1984) Nitekim halkın akıllanması, bilgilendirilmesi sonucu devrim gerçekleşir ve sosyalizm gelir.
Genelde bu konu işlendiğinde halkın gözünden anlatılır, Gorki ise farklı bir bakış açısıyla bunu zenginlerin gözünden anlatmayı tercih etmiş.
Kitapta toprak köleliğinin kaldırılmasıyla fabrika kurmaya karar veren Artamonov ve onun ailesi anlatılıyor. Üç kuşak boyunca kişilerin detaylı ruhsal analizlerine, yönelimlerine, karakterlerine yer verilmiş ve akıcı bir şekilde ilerliyor. Gorki'nin diğer kitapları kadar sevmesem de okunmaya değer :D
ArtamonovlarMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017815 okunma
Rusya'da toprak köleliğinin kaldırılması ardından küçük bir yerleşim merkezine fabrika kurmaya gelen İlya Artamonov ve oğullarının hikayelerinden sonra, fabrikanın bu sakin yerleşim alanındaki toplumsal yaşantıya getirdiği olumsuz etkiler anlatılıyor Gorki'nin bu yüceltilesi romanında, sonra efendim, hikayede eleştirilen köleliğin kaldırılması
"Açgözlülük,huzurun en gaddar düşmanıdır."
"Görüyorsun, böyle yaşamak olanaksız.
Her şey çok pahalı..." (bu cümle tamda günümüzü anlatıyor sanki)
“Hamama gidiyoruz, bedenimizi yıkıyoruz, değil mi?
Ya ruhumuz?
Ruh da yıkanmak istiyor. “