Marksizm'e göre tarih, üretim biçimlerinin değişerek devam etmesidir. Üretim araçları, üretim biçimleri, emek, sermaye, artı değer (surplus valve) gibi kavramlar Marksizm' de önemli bir yer tutar. Marksistlere göre toplum,alt yapı ve üst yapıdan meydana gelir. Alt yapı bütün iktisadi ilişkileri kapsarken , üst yapı ise hukuk, din, devlet, eğitim, sanat ve edebiyattan oluşur. Alt yapı üst yapıyı daima belirler.
Üretimin iki büyük ana dala -ziraata ve zanaata- bölünmesiyle birlikte, gerçi gelişmemiş biçimiyle de olsa, doğrudan değişim için üretim oluştu. Emek üretkenliğinin artması, artı-ürün kütlesinin büyümesine yol açtı; bu da, üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin varlığı koşullarında, toplumun sömürücü bir azınlığının zenginlikleri biriktirme, emekçi çoğunluğu kendine bağımlı kılma, emekçi insanları köle yapma imkanını beraberinde getirdi.
Sayfa 42Kitabı okudu
Kuramsal Marksist ekonomi sisteminde, kilit değişkenlerden biri olan artı değer oranı, üç etkene bağlıdır emek verimliliği, işgünü uzunluğu ve geçerli olan yaşamda standardı.
Bir kişi tüketeceğinden fazlasının üretiminde emek gücü harcadığı durumlarda sömürülmektedir. Sömürü mekanizması artı değerin oluşmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Sayfa 42
insanoglu yeryuzune ayakbastigi anda dogayla belirli ve kacinilmaz bir iliskiye girer. hayatta kalmak icin ya toplayacak, ya avlanacak ya da dogayi daha buyuk capta donusturerek hayvan evcillestirip tarimsal aktivitede bulunacaktir. bu ekonomik aktivitelere girmeden hayatta kalmasi mumkun degildir. bu anlamda insan emek uzerinden hayatta kalma
sermaye, Adam Smith'in dediği gibi yalnızca emek
üzerindeki egemenlik değildir. Sermaye, özellikle, ödenmemiş
emek üzerindeki egemenliktir. Bütün artı-değer. .. özünde,
ödenmemiş emeğin maddeleşmesidir. Sermayenin kendi ken-
disini genişletebilmesinin sırrı, başka insanların belirli mik-
tardaki
ödenmemiş emeğine sahip olmasında yatar
Ücret biçimi, böylelikle, işgücünün gerekli-emek ve artı-emek,
ödenmiş emek ve ödenmemiş emek şeklinde bölünmesinin bütün
belirtilerini ortadan kaldım:. Bütün emek, ödenmiş emek gibi
gözükür. Angarya biçiminde, işçinin kendisi için çalışması ile top-
rak sahibi için zorunlu çalışması, zaman ve .yer açısından en açık
bir biçimde ayrılmıştır. Köle emeğinde köle, işgücünün sadece
kendi geçim araçlarını sağlamak: üzere, yani dolayısıyla sadece
kendisi için çalıştığı bölümünde bile, efendisi için çalışıyor gibi
görünür. Kölenin bütün emeği, ödenmemiş emek görünümündedir.
Ücretli emekte ise, tam tersine, artı-emek ya da ödenmemiş emek
bile ödenmiş emek gibi gözükür. Diğerinde mülkiyet ilişkisi,
kölenin . kendisi için harcadığı emeği gözlerden saklar, burada da
para ilişkisi, ücretli işçinin karşılıksız emeğini gizler."
Kapitalistin daha fazla sermaye yatırmadan artı-değer oranını artırmasının iki
yolu vardır. Ücretleri artırmadan işgününü uzatabilir; bu mutlak artı-değerin artmasını sağlar. Ya da işgününü uzatmadan, ücretleri de artırmadan işçilerini daha sıkı çalışmaya zorlar ve böylece gerekli emek için
harcanan zamanı göreli olarak kısaltır; bu da göreli artı-değerin artmasına yol açar