Niye ırmak olmadım ben?
Sabahın şebnemlerini güneş henüz kurutmuşken,
Sürü yeni sığınmışken korudaki gölgeliğe,
Aşka susamış da Venüs yalnız, perişan kederden,
Özlemle can atıyordu şu Adonis gelsin diye,
Bir ırmağın kıyısında, salkım söğüdün altında,
Adonis serinletiyor o ırmakta arzusunu.
Ateş gibi sıcak bir gün, Venüs ateşli çok daha,
Önce gelen yine gelir diye bekliyordu onu.
Derken geldi, sırtındaki harmaniyi attı şöyle;
Durdu yemyeşil ırmağın kıyısında çırılçıplak.
Dünyayı gözetliyordu güneş görkemli gözüyle,
Ama ona bakan ece kadar arzu duymayarak.
Adonis bir göz attı da, atladı durduğu yerden;
Venüs, "Aman tanrım" dedi, "niye ırmak olmadım ben?"
Sayfa 152
Güzeldir benim sevgilim, dönektir bir o kadar da;
Kumru gibi hoştur ama, ona güvenen yanılır;
Cam gibi parlak olsa da parçalanır bir çırpıda ;
Bal mumundan yumuşaktır, deniz gibi tez paslanır.
Bir solukta zambak ki önce bezenmiştir pembelikle;
Ondan güzeli de yoktur, ondan ikiyüzlüsü de.
Sayfa 153
Beni memnun etmek için ne öyküler anlatırdı.
Korkarmış: Layık olmazsa benim duyduğum sevgiye.
İnandırmaya uğraştı o saf sözleriyle işte,
Sadakati, yeminleri, gözyaşları hepsi sahte.
Sayfa 153
O aşık mıydı acaba, yoksa şıllık mı, hangisi?
Ne aşıklıkta iyi, ne şıllıklığın en iyisi.
Sayfa 153
Bir kez harika güzel bir genç görmüştüm,dedi,
Yaban domuzu boynuzlamış koruda:
Boynuz kalçaya saplı, görünüşü ne feci!
Kalçama bak, dedi o, İşte yarası burda!
Ece bir gösterdi, genç nice yara görünce
Yüzü kızardı, kaçtı: Yapyalnız kaldı ece.
Sayfa 155
Kaknem yaşlılık, gençlikle bir arada yaşayamaz:
Gençlik şendir, cıvıl cıvıl; kaygı doludur yaşlılık;
Gençlik bir yaz sabahıdır, yaşlılık kara kış, ayaz;
Genç: Yaz gibi anlı şanlı; yaşlıda kış gibi kılık;
Genç coşkudur, güler oynar, yaşlının dardır soluğu;
Biri atılgandır, öteki topal;
Genç sıcakkanlı, gözüpek; yaşlı ise soğuk, cılız;
Genç azgındır, yaşlı uysal.
Yaşlılık senden tiksinip, gençlik sana hep taparım.
Ah sevgili, aşkın gençliğedir, gence. Yaşlılık, senden nefret! Çabuk gel, ey tatlı çobanım.
Çok geç kalıyorsun bence.
Sayfa 158
Güzellik, işte bir boş, güvenilmez değerdir,
Çarçabuk yitiveren parıltılı bir cila;
Bir çiçektir ki daha tomurcukken can verir.
Sayfa 159
Bir bozulmayagörsün, güzellik gitti gider:
Tedavi, boya, emek, masraf kaç para eder.
Sayfa 159
İyi gece, iyi uyku, ah, kısmet değil ki bana.
Sayfa 160
Uğurlar olsun, tekrar gel yarın, dedi bana aşkım.
Uğur nasip olmaz bana, çünkü ıstıraptır rızkım.
Sayfa 160