Bazen öyle anlar gelir ki, kalbi kanarken dili susar insanın. Bağıramaz "yeter lan" diye. Ne gidene kal diyebilir ne de kalana git. Öylece susar aşka içi kanaya kanaya ama susmayın azizim!
Bu hayatta susan hep kaybeder. İçinde kalmıştır çünkü her şeyi, söyleyemedikleri arasında kaybolur gider ve öyle bir anda gelir ki insana, pişmanlıklarını vurur yüzüne bir bir zamanında söyleyemedikleri batar içine, en çokta iş işten geçmiş olması koyar insana. Diyebilmeli insan "artık ben vazgeçtim" diye. Vazgeçebilmek bazen vazgeçmeyi bilmek kimi zaman bi can dostundan kimi zamansa o büyük aşklardan insan hep bi seçimler sayesinde yol alır. Başka yolu yoktur çünkü.
Birini çok sever ve onun uğrunda diğerlerinden vazgeçer mesela maviyi sevmezsin siyaha aşık iken hayatta böyle birşey işte. Birden fazla sevmeyi sevme imkanı sunmuyor insana zaten gönülden seven bir insan nasıl düşünebilir ki ondan başkasıyla olma ihtimalini..? Onun adını duyduğu her an kalbi yine ilk günkü gibi çarpar. İstemsizce gülümsersin o an işte anlarsın onu ne kadar çok sevdiğini. Hatırlar vurulur yüzüne hatırlarsın onlu zamanlarını, iyisiyle kötüsüyle. Kimi zaman için acır, kimi zamansa ufak bir tebessüm sebebindir.
İşte sevmek böyle bir şey azizim! canından çok sevmek böyle bir şey. Hatırladığında kalbinin kanamasına rağmen seversin onu her şeyiyle seversin, o benim canım dersin, kıymetlim dersin ve onu onunla seversin...
~BERAT~