Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yalnızca nefes alıyorum, o kadar. Nefes almakla sağ olmak arasında fark vardır.
Sayfa 135 - DelidoluKitabı okudu
Neticede, konu başka askerleri öldürmek olsa da bunun için eğitmediler mi bizi? Üniformanın rengi çok da önemli değil. Karanlıkta hepsi aynı görünür zaten.
Sayfa 99 - DelidoluKitabı okudu
Reklam
Hiçbir şey düşünmüyorum. Ne düşünmem gerekir ki? Erkeklerin öldüğünü biliyorum, sayıları her gün gazetelerde çıkıyor. Ama onlar yalnızca birer isim, bir arada basılmış harf dizileri. Hiçbirini tanımıyorum. Henüz benim için pek bir şey ifade etmiyorlar.
Sayfa 58 - DelidoluKitabı okudu
“Neden,” diye karşılık verdi, “neden kendinden nefret ediyorsun?”
Sayfa 26 - DelidoluKitabı okudu
En acı veren şey, bilmemek…
Sayfa 242 - DeliDolu yayınlarıKitabı okudu
Öldürülmemiş olmam, savaşmadığım manasına gelmez…
Sayfa 225 - DeliDolu yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Marian
"Bir askerin ölümünü millî bir utanç değil de iftihar kaynağı saymak ne garip, değil mi Tristan?"
Sayfa 222 - DeliDolu yayınlarıKitabı okudu
Marian
"Eh, işte yine aynı yerdeyiz o hâlde. Sen hak sahibisin, bizimse daha elde edilecek haklarımız var. İnsanların, kendi ülkelerinde kendi vatandaşlarının meseleleriyle ilgilenmezken yabancıların hakları için savaşmaya, yabancı memleketlere gönüllü gitmelerine hayret ediyorum. Ama bu konuda çenemi kapasam iyi olacak galiba. Bu ülkedeki sorgusuz sualsiz kabullendiğimiz eşitsizliklerden konuşmaya bir başlarsam, burada akşamı buluruz."
Sayfa 203 - DeliDolu yayınlarıKitabı okudu
"Retçi kadınların da yaşamı zor aslında. Mesela vicdani retçi bir erkek bile bana diyebiliyor ki 'Sen kadınsın, niye vicdani reddini açıklıyorsun?' ama mesele askerliği reddetmek değil aslında. Mesele askerliği de, zorunlu askerliği de, profesyonel orduyu da, hepsini içinde barındıran militarizmi de reddetmek. Sonuçta sokakta her an tacize, tecavüze ya da şiddete maruz kalma potansiyeliyle karşı karşıyayım. Bu korkuyla yaşamamın sebebi de aslında insanların bu kadar militerleşmiş bir kültür içinde yaşıyor olması. Artık o kadar işlemiş ki içimize, doğduğumuz andan itibaren cinsiyet rolleri belirgin, okula başladığımızda marşlar, tek tip kıyafetler, nizamlı sıralar... İnsanları hazır asker konumunda tutan bir kültür var. Kadın vicdani retçiler bu yüzden önemli. Ne yazık ki insanlar sokakta karşılaşacakları tacizle militarizm arasındaki ilişkinin çok farkında değil. Hayatımızın her alanına nüfuz etmiş şiddet besliyor militarizmi de."
Sayfa 195
"Savaşın devamlılığı süresinde kadını bir araç olarak kullanan bu militarist sistemi kabul etmiyor, savaşın insan kaynaklarını kurutmak için mücadele ediyorum. Ben otoritenin ve hiyerarşinin olmadığı, savaşlarda kimsenin ölmediği bir dünya hayal ediyorum."*
Sayfa 191 - *Merve Arkun
Reklam
"İnsanlar birbirini dinlemeden acımasızca yargılıyor. Vicdani ret kararı verenler bu ülkede kendini sorumlu hisseden, bilinçli, aydın bireyleridir. Ama ne yazık ki toplumumuz havada şimşek de çaksa nedeni dış güçlerdir diyor. Milliyetçilik duygularıyla, dini duygularla bir ülke idare edilmeye kalkılırsa sonuç budur. Çünkü bu ülkede gün güne milliyetçilik daha çok yozlaşıyor, daha çok yobazlaşıyor. İnsanların yaşamlarıyla oynuyorlar. Neden Hrant Dink öldü? Neden birçok aydınımız, yazarımız, çizerimiz öldü?"
Sayfa 183
"Bu kadar ölen asker içerisinde neden bir bakan, bir fabrikatör çocuğu yok? Neden hep ayağında ayakkabı, sırtında hırkası olmayan, evinin elektrik parasını ödeyemeyen insanların çocukları böyle ciddi noktalarda göreve yollanıyor? Dünyanın neresinde kendi mermisiyle, bombasıyla ölen asker görülmüş? Dünyanın neresinde polisine, askerine mermi sıkan gençlik yetişmiş? Bu olaylar birden gelişmedi. İnsanlar hiç bahsetmiyor ama zamanında Doğu'da köy yakan subayların, insanların canına kasteden askerlerin bulunduğunun, nice insanın tecavüzlere maruz kaldığının hesabı hiç yok. Sanki o olayları duymamış, her şey bugün gelişmiş gibi hesaplıyorlar."
Sayfa 183
"İnsan yaşamının anlamı olmadığı yerde vatanın anlamı hiç yoktur. Bir defa insana, hayata değer veren bir toplum olmalı. Geçmişte bir Milli Savunma Bakanı bir şehit annesine, 'Ne var, yaşın genç, bir tane daha doğur' demişti. Tüm şehitlere hakaret olarak kabul ediyorum, bu edepsiz, densiz açıklamayı."
Sayfa 182 - Hrant Dink Vakfı Yayınları
"Biz retçiler hep karşınızda olacağız. Hem de silahlarınıza karşı çiçeklerimizle bekleyeceğiz."
Sayfa 161
"Malik-ül mülkü hiçe sayarak Dünyayı kuşatan hiçbir orduda Elime silah almayacağım. Saçlarımda çiçekler olacak, Kulağımda küpeler, parmağımda yüzükler; İçimdeki yaban çocuğun güzelliğine leke süren Aşağılayıcı rütbeler takmayacağım omuzuma Uygun adım yürümeyeceğim Ayaklarım talim edecek Gerçeğe giden tüm dolambaçlı yolları Ve hünkârım, beyim, paşam Yorma hiç o güzel ağzını emretmek için bana Hak sözünden gayrı bir buyruğa Tabi olmayacağım bundan sonra."*
Sayfa 130 - *İnan Mayıs Aru
48 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.