Kül almaya gelmiş gibi
sevdalar ne var ne yok,
insan bir kendi kendine dönme dolap/
Sürüsüne bereket vefasızlık mevsiminin,
bir tuhaflık yok bu yüzyıl böyle
böyle yeni modası aşkın, sevginin
etrafı çitlerle çevrildi bütün yüreklerin...
Ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. Aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek âşık acı çeker ve susar…”
Nereyi seversen orası senin dünyandır," diye atıldı, hüzünlü bir Çarkıfelek; gençliğinde eski bir köknar kutuya bağlanmıştı; kalbi kırıktı ve bununla gurur duyardı. "Ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. Aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek aşık acı çeker ve susar.
Aşkın modası geçti bayım
Biraz borcum vardı
İcraya geldiler
Kalbimi alıp götürdüler
İşe yaramaz dedim
Arada bir atıyor dediler
Anılar dedim
Anlamadılar
Bugün tekrar geldiler
İşe yaramamış
Anılar dedim
Anladılar galiba
Onlarıda aldılar..
"Çağımızda yaşamalarındaki birden fazla deneyime aşk diyen, yaşamakta oldukları aşkın sonucu olduğuna güvence veremeyen ve gelecekte de aşk yaşayacağını düşünen insan kesimi hızla artmaktadır. Sonuçta "ölüm bizi ayırana kadar", şeklindeki romantik aşk tanımının kesinlikle modası geçmiştir; hizmet ettiği, güç kuvvet ve kendine güven kazandığı akrabalık yapıları radikal biçimde altüst olurken "son kullanma tarihi" çoktan geçmiştir. "Sevişmek" kod adı altında tek gecelik ilişkiler ima edilir olmuştur. Edinilen beceri, "hızla bitirmeye ve yeniden başlamaya" yardım eden beceridir."